Tarih, kültür, turizm, gastronomi, doğal güzellikleri ile her dinden, renkten cins ve ırktan insanların bir arada yaşadığı Diyarbakır’da son zamanlarda değişen dünya düzeniyle birlikte bitki örtüsü de insanların merak ettiği konular arasında yerini alıyor. Diyarbakır, sert kara ikliminin hâkim olduğu bir şehir olarak dikkat çekiyor. Yaz aylarında oldukça sıcak geçen kentte, kışlar ise Doğu Anadolu Bölgesi kadar sert soğuklar yaşanmıyor. Uzmanlar, bunun en önemli nedeninin Güneydoğu Toroslar yayının kuzeyden gelen soğuk rüzgârları kesmesi olduğunu belirtiyor. Yıllık ortalama 496 milimetre yağış alan Diyarbakır’da, bu yağışların yalnızca yüzde 2’lik kısmı yaz aylarında gerçekleşiyor. Şehrin kuzeyindeki dağ eteklerine doğru gidildikçe yağış miktarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Son yıllarda bölgede inşa edilen Karakaya, Atatürk, Dicle, Kral Kızı ve son olarak yapımı devam eden Silvan barajları ise iklim üzerindeki etkisini artırmış durumda. Bu barajların oluşturduğu geniş yapay göletler, buharlaşma yüzeylerini genişleterek Diyarbakır Havzası’nın nem oranında artışa neden oluyor.
İLKBAHARDA YEŞEREN ÇİÇEKLER YAZIN KURUYOR
Doğal bitki örtüsü açısından Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu’nun karakteristik özelliği olan bozkır yapısını koruyor. Bölgedeki bozkır alanlarında otsu bitkiler daha yoğun olarak yer alıyor. Bu bitkiler, ilkbaharda hızlı bir şekilde yeşerip çiçeklenirken, yazın yağışların azalmasıyla birlikte kuruyarak yok oluyor. Diyarbakır’ın iklim ve bitki örtüsü özelliklerinin, bölgenin doğal yapısını ve tarımsal yaşamını önemli ölçüde şekillendirdiği biliniyor.
Öte yandan, binlerce yıllık geçmişe dayanan medeniyetler şehri Diyarbakır ile ilgili mevcut olan bilgilerde, toprakların yüzde 22’si çayır ve mera, yüzde 33’ü ormanlık alan ve son olarak yüzde 40’ı ise ekili arazilerle kaplıdır. Fakat her ne kadar ormanlık alanlar yüzde 33 olarak görülse de orman sahasının çok azaldığı belirtiliyor.