Diyarbakırlı şair Sezai Karakoç’un adına ‘Mona Roza’ şiirini yazdığı, Cemal Süreya’nın uğruna soyadından bir harf eksilttiği Muazzez Akkaya Giray, 95 yaşında hayatını kaybetti. Peki, Türk edebiyatının 'Mona Roza'sı Muazzez Akkaya kimdir?

Sezai Karakoç

Sezai Karakoç

TÜRK EDEBİYATININ MONA ROZA'SI SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Şair Sezai Karakoç'un adına "Mona Roza" şiirini yazdığı ve cumartesi günü 95 yaşında yaşamını yitiren Muazzez Akkaya Giray, bugün son yolculuğuna uğurlandı. Giray, Fenerbahçe Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Muazzez Akkaya Giray, cumartesi günü 95 yaşında İstanbul'daki evinde yaşamını yitirmişti. Akkaya'ya yaklaşık bir yıl önce safra kesesi kanseri teşhisi konmuş ve tedavi görmüştü. Akkaya'nın naaşı, bugün Fenerbahçe Camisi'nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi. Cenazeye Akkaya'nın ailesi ve arkadaşları katıldı.

Diyarbakır vekili Ensarioğlu açıklama yaptı: “Kaçmak isteyenler kalmak istiyor!” Diyarbakır vekili Ensarioğlu açıklama yaptı: “Kaçmak isteyenler kalmak istiyor!”

MUAZZEZ AKKAYA KİMDİR?
Sakarya’nın Geyve ilçesinde 1930’da dünyaya gelen Muazzez Akkaya Giray, 1948’de Kandilli Kız Lisesi’ni yatılı bitirmesinin ardından 1949’da Ankara’da Mülkiye Mektebi’nin maliye bölümüne girdi.
Akkaya, bu okulda Türk edebiyatının iki ünlü şairi Sezai Karakoç ve Cemal Süreya’yla aynı sınıfta okudu.

Mülkiyeyle fark derslerini verdiği Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1954’te mezun olan Muazzez Akkaya Giray, hazine avukatı olarak çalışmıştı.

MUAZZEZ AKKAYA KARİYERİ 
Muazzez Akkaya, kariyerine 1955 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü'nde başlamış ve ardından Maliye Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü gibi önemli kamu kurumlarında görev aldı. 1960 yılında Maliye Bakanlığı'nda hazine avukatlığına atandı ve uzun yıllar bu görevde hizmet verdi. 1964 yılında, eşi Orhan Giray’ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine atanmasıyla memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv’e gitti, 1967’de yurda dönerek avukatlık mesleğine devam etti. Ankara Barosu’na kayıtlı olarak avukatlık yaptı.

"SEZAİ KARAKOÇ BENDEN KÜÇÜKTÜ, İLK HANDİKAPI OYDU"
Şair Sezai Karakoç’un adına ‘Mona Roza’ şiirini yazdığı, Cemal Süreya’nın uğruna soyadından bir harf eksilttiği Akkaya, o dönem yaşananları şu sözlerle dile getirmişti: "Büyüklerimizin kafamıza çiviyle çaktıkları bazı fikirler var, 'erkek yaşça büyük, hanımı ondan küçük olmalı' gibi. Annem-babam, çevremdeki herkes de böyleydi. Sezai Karakoç da benden 1-2 yaş kadar küçüktü, benim için ilk handikap oydu zaten. Bu nedenle ihtimalini bile düşünmedim çünkü kafamda yaş konusu yerleşmişti."
 
"SOY İSMİNDEKİ HARFİ BİZİ AYNI MASADA GÖRDÜĞÜ İÇİN SİLDİRDİ"
Cemal Süreya'nın soy isminden bir harfi eksilttiği olaya da ilk kez açıklık getiren Akkaya, şöyle konuşmuştu: "Benimle gelip konuşmaya hiç çalışmadı. Bir iddiaya girmişler, onun sonucu soy isminden bir harfi attığı doğru. Hangimiz daha ileride olursak, diğeri bir şeyinden vazgeçecek diye iddiaya girmişler. Bu olay olduğunda Mülkiye'nin kafesinde arkadaşlarımızla oturuyorduk. Arkadaşlarım yanlarında Sezai Karakoç'la gelmişti. Aynı masadaydık. Sonra diğer arkadaşlar kalkıp gidince ve sadece Sezai Karakoç'la benim masada kaldığım anı görünce Cemal Süreya, soy isminden bir harfi sildirmiş. Bana böyle izah etmişlerdi."

"TERCİH YAPMAYI HİÇ DÜŞÜNEMDİM"
Sezai Karakoç'la da detaylı diyaloğunun olmadığını vurgulayan Akkaya, "Üniversite 2. sınıftaydık. Yazdığı şiirleri bana vermek için çok uğraşıyordu, ben mecburen tekrar ısrar etmesin diye alıyordum. Ama dediğim gibi o zamanlar okuldan biriyle arkadaş olmayı, ikisinden birini tercih etmeyi hiç düşünmedim. Okul sonrası seçtiğim eşim, o da Mülkiye mezunu olan rahmetli Orhan Giray'la çok mutlu bir hayatım oldu, 4 güzel evlat yetiştirdik" ifadelerini kullanmıştı.

Kaynak: Haber Merkezi