Kürt sinemasının Türkiye'de görünürlüğü ve üretimi, 90'ların sonlarına doğru artmaya başladı. Bu dönem, Diyarbakır'da yerel yönetimlerin Kürt partileri tarafından yönetilmeye başlandığı zamanlarla örtüşüyordu. 1999'dan itibaren farklı parti isimleriyle kazanılan ve Kürt siyasetinin kurumları tarafından yönetilen yerel yönetimler, Kürtçenin kamusal alanda kullanıldığı çok dilli festival anlayışıyla kültürel alanı canlandırdı.

Aynı dönemde, Türkiye'de ilk AVM'lerin faaliyete geçmesiyle birlikte AVM kültürü Diyarbakır'a da yerleşmeye başladı. Diyar Galeria İş Merkezi ve Mega Center AVM gibi alışveriş merkezleri, film izlemenin AVM deneyiminin bir parçası haline geldiği yeni tüketim alanları oluşturdu. Ancak Diyarbakır'daki AVM'ler, kültürel anlamda farklı bir örnek sunuyordu. Diyar Galeria'da bulunan Diyarbakır Sanat Merkezi ve Şehir Sineması, şehirde sanat sinemasının merkezi haline geldi ve AVM deneyiminden farklı bir kulvara işaret etti. DSM ve Avrupa Sineması, Türkiye ölçeğinde film festivalleri düzenleyerek şehirde sanat sinemasının gelişimine katkı sağladı.

Bu gelişmelerle paralel olarak, büyükşehir ve ilçe belediyeleri kültürel altyapı yatırımlarını sürdürdü. Belediyelerin bünyesindeki salonlar, alternatif sinema gösterimlerinin mekanı haline geldi ve Eğitim-sen, Mimarlar Odası gibi kurumlarla işbirliği içinde sinema etkinlikleri düzenlendi. Bu sayede, şehirdeki sinema ihtiyacı bir ölçüde giderildi ve içerik anlamında özgür bir anlayışla sinema ve benzeri etkinliklere ev sahipliği yapıldı.

Kürt sinemasının gelişimiyle birlikte Diyarbakır'da kültürel alan önemli ölçüde canlandı. Yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla şehirde sinema etkinlikleri düzenlendi ve kültürel altyapı güçlendirildi. Bu süreç, Diyarbakır'ın kültürel çeşitliliğine ve sinema kültürüne katkı sağladı.