Osmanlı’da Türkçe Arap alfabesiyle yazılırken, Diyarbakır’da bir Fransız rahip, Yunus Peygamber’in Ninova kıssasını halkın diliyle, Diyarbakır şivesiyle Latin harfleriyle kaydetti. 250 yıl sonra ortaya çıkan bu metin, bölgenin dil tarihine ışık tutuyor. 1768’de Diyarbakır’a gelen Katolik din adamı Peder Gery Desire, Yunus kitabının üçüncü bölümünü (Ninova halkının tövbesi) halkın konuştuğu Türkçeyle kaleme aldı. Arap harfleri yerine Latin harfleri kullanan Desire, böylece Türkçede Latin alfabesiyle yazılmış en eski örneklerden birini ortaya koydu.
DİYARBAKIR ŞİVESİ: “ERKES, APİSİ, KAROSE”
Metinde “herkes” yerine erkes, “hepsi” yerine apisi, “vaaz etmek” yerine Ermenice kökenli karose edün ifadeleri geçiyor. Bu örnekler, 18. Yüzyıl Diyarbakır’ında Türkçe ile Ermenicenin iç içe geçtiği canlı bir dil ortamını gösteriyor.
DİL TARİHİNE KATKI
Polonyalı Türkolog Dr. Tadeusz Majda, metni analiz ederek yayımladı. Majda’ya göre bu belge, “Diyarbakır yöresinde halkın konuştuğu günlük Türkçeyi kayda geçiren eşsiz bir kaynak”. Dilbilimciler, bu keşfin Latin harfli Türkçe yazının resmi kabulünden 160 yıl önceye gittiğini vurguluyor.
KÜLTÜREL MİRAS
Uzmanlara göre bu metin yalnızca dini bir tercüme değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın kültürel mozaiğini yansıtan bir belge. 18. yüzyılda halkın dili, dini anlatılarla harmanlanarak Latin harfleriyle kayıt altına alındı.
ORİJİNAL METİNDEN BİR BÖLÜM
18. yüzyıl Diyarbakır Türkçesiyle: “...O zaman tembe ettiler bır paris tutmaq içün; küçüɣ, böyük adam ki varıdı, apisi çuali geydiler. Şaherün patişası onu ki işitti, kürsüsünden kaktı, əsbabından soyunmış, çuali geymiş, vay kül üstüne oturmış...”
Günümüz Türkçesiyle: “...O zaman oruç tutmaya karar verdiler; küçük büyük kim varsa hepsi çul giydiler. Şehrin kralı bunu duyunca tahtından kalktı, elbiselerini çıkarıp çul giydi ve küllerin üzerine oturdu...”
1768 YILINDA ORİJİNAL LATİNCE DİYARBAKIR TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
“Efendimüs onaŋ perhaⱱbera söyledi, vaɣ dedi, kak, ɟetƫı şahera ki adı Ninive, onda karose edüŋ. Onaŋ perhaⱱber kaktı, ɟetti şahera, vaɣ Efendimüsüŋ sözünü tuttu. Şaherüŋ böyükloğu üçe konak kadar ıdı. Onaŋ başladı şahera gırmağa, çakrdı vaɣ dedi: ‘Kırk gün savuşƫuktan sonar şaher ki adı Ninive, geçecek vaɣ yıkılacakdır.’ Şaherda ne kadar ki adam varıdı, inandılaɣ vaɣ iman getürdileɣ sözünə. O zaman tembe etƫiler bır perhiz tutmaq içüŋ; küçüɣ, böyük adam ki varıdı, həpisi çuvalı geydiler. Şaherüŋ patişahı onu ki işitti, kürsüsündən kaktı, əsbabından soyunmış, çuvalı geymiş, vaɣ kül üstüne oturmış. Vaɣ dedi: ‘Adamlar, atları, öküzleri, koyunları – nə var şahərdə – yeməsünlər, suyu içməsünlər. Vaɣ hər kəs günahı ƫerk etsün vaɣ tövbəyə gəldilərse, Allah bağışlar kendilərinə.’ Allah baktı ki doğrıdan doğruya tövbəyə gəldilər, bağışladı vaɣ mərhəmət etƫi kendilərinə.”
İŞTE GÜNÜMÜZ TÜKRÇESİNE ÇEVRİLMİŞ TAM METİN
“Efendimiz (Allah) ona, peygambere tekrar seslendi ve dedi ki: ‘Kalk, Ninova adlı şehre git ve orada (halkına) öğüt ver (vaaz et)!’ Bunun üzerine peygamber kalktı, o şehre gitti ve Efendimizin sözünü dinledi. Ninova şehri o kadar büyüktü ki baştan başa üç günlük yol (mesafe) kadardı. Peygamber şehre girmeye başladı; (halkın arasında) seslenerek şöyle dedi: ‘Kırk gün geçtikten sonra, Ninova şehri yok olacak, yıkılacak!’ Şehirde ne kadar insan varsa hepsi inandılar, onun söylediği söze iman getirdiler. O zaman (halk) bir oruç tutmaya niyet ettiler; küçük büyük bütün insanlar çula (çuvaldan yapılmış kefen gibi elbiselere) büründüler. Şehrin padişahı (kralı) bunu duyunca tahtından kalktı, üzerindeki elbiseleri çıkarıp o da çul giydi ve küllerin üzerine oturdu. Sonra şöyle buyurdu: ‘Şehirdeki insanlar, atlar, öküzler, koyunlar – kim ne varsa – hiçbir şey yemesin, su da içmesin. Herkes işlediği günahtan vazgeçsin ve tövbe etsin; belki o zaman Allah onları bağışlar.’ Gerçekten de Allah baktı ki (Ninova halkı) samimi olarak tövbe ettiler; bunun üzerine Allah onları affetti ve kendilerine merhamet gösterdi.”
KAYNAKLAR:
Tadeusz Majda, Turkish Religious Texts in Latin Script from 18th Century South-Eastern Anatolia, De Gruyter, 2020.
Tadeusz Majda, “An Eighteenth Century Turkish Text in Latin Script”, Prilozi za Orijentalnu Filologiju (Saraybosna), 1980.
CEEOL – Central and Eastern European Online Library (Metin ve akademik makale erişimi)
Diyarbakır şivesi ve yerel dil çalışmaları üzerine yapılan dilbilimsel incelemeler.