Tarih boyunca Amida, Amidi, Amid, Kara-Amid Diyar-Bekr, Diyarbekir ve Diyarbakır adlarını alan kent Güneydoğu Anadolu bölgesinin orta bölümünde El-Cezire denilen bölgede Bereketli hilalin kalbinde yer almaktadır. Diyarbakır'ın köklü tarihi 12.000 yıl önceye uzanıyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesinin orta bölümünde yer alan Diyarbakır, tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz’i Basra körfezine, Karadeniz’i Mezopotamya’ya bağlayan bir konuma sahiptir. Diyarbakır’ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmış ve medeniyetlerin iz bıraktığı bir şehir olmuştur. Tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir şehirdir. Anadolu’nun en eski tarımcı köy topluluklarının en güzel örneğini veren Ergani yakınlarındaki Çayönü Tepesi, günümüzden 10.000 yıl öncesine dayanan tarihiyle sadece bölge tarihimize değil dünya uygarlık tarihine de ışık tutmaktadır.
SULAK ARAZİLERİ, VERİMLİ TOPRAKLARI VE KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİĞİ…
Paleolitik ve Mezolitik devirde de Diyarbakır ve çevresindeki mağaralarda yaşamın bulunduğu ortaya çıkmış, Silvan yakınlarındaki Hassuni Mağaraları, Ergani yakınlarında Hilar Mağaralarında bu çağdan kalma kalıntılar tespit edilmiştir. M.Ö. 3000’li yıllarda şehrin merkezinde izlerine rastlanan Hurrilerin, bölgeye hâkim olmasıyla Diyarbakır’ı yurt edinme çabaları başlamış, ardından Mitaniler, Abbasiler, Mervaniler, Büyük Selçuklular, İnaloğulları, Nisanoğulları, Artuklular, Eyyubiler, Anadolu Selçukluları, Akkoyunlular ve Osmanlı gibi birçok medeniyete yurt olmuştur. Diyarbakır, medeniyetlerin mekânsal ve mimari özellikleriyle az bulunur kültür ve tarih mirası taşımaktadır. Sur içi taş mimarisi, hanları, hamamları ve medreseleriyle Diyarbakır, hem UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki surları hem de farklı uygarlıklara ait arkeolojik sit alanlarıyla eşsiz bir kültür mirası sunuyor. Her bir sur kulesi, her bir kaya yazıtı, binlerce yıllık bir öyküyü fısıldıyor. Diyarbakır, jeopolitik konumunun getirdiği stratejik önemi kadar; sulak arazileri, verimli toprakları ve kültürel çeşitliliğiyle de tarih boyunca bölgenin akıl ve gönül merkezlerinden biri olmaya devam ediyor.
12 METRE YÜKSEKLİK,5 BİN 500 METRE UZUNLUĞA SAHİP
Diyarbakır Surları 5 bin 500 metre uzunluğu, 11-12 metre yüksekliğiyle dikkatleri üzerine çekerken, 82 burçla taçlandırılmış ve şehrin boynuna adeta bir gerdanlık gibi sarılmıştır. Milad öncesi ve milad sonrası izleri, 63 ayrı kitabede ve sayısız figürlerinde saklamış, bir yazıtlar ve kabartmalar müzesi niteliğine sahiptir.
Öte yandan, kültürel kimliğiyle yalnız Türkiye’nin değil, tüm dünyanın da en önemli kentlerinden biri sayılır. Tarihsel potansiyeliyle adeta bir Açık Hava Müzesi niteliğinde olup, birçok medeniyete beşiklik eden kent, döneminin tanığı olmuş ve gelen her medeniyetin izlerini barındırmaktadır.