Kırklı kadın ve Çocuklarla İlgili İnançlar

Kırklı kadın ve çocuklarla ilgili inançlar okumuş

kesimde azalmakla beraber kadınlar arasında hâlâ

devam etmektedir. Bu inançlar ve uygulamalar

sunlardır: Kırklı kadının kaldığı odaya süpürge

konulur. Kırklı kadın gece evinden dışarı çıkarılmaz.

Kırklı kadın uyuyacağı zaman başucunda demirden

(iğne, çuvaldız, makas, bıçak vb) bir şeyler bırakılır,

karanlıkta kalmaması gerektiğinden gece odasında

ışık açık bırakılır.

Kırklı kadın ve bebeğin kırklarının karışmaması

için başka bir kırklı kadın ve bebekle yan yana

getirilmez hatta birbirleriyle karşılaştırılmazlar.

Kırkı çıkmamıs bebek için de benzer uygulamalar

yapılır. Buna göre; Kırklı bebeğin yanı basına

Kur’an bırakılırken başının altına, hamayil (korku

için yapılan bir tür muska), makas, bıçak konulur.

Bebeğin başına, kız ise kırmızı tülbent, erkek ise

mavi tülbent, bebek sarılık olmuşsa, sarı tülbent

bağlanır.

Günümüzde rastlanan başka bir durum da

Kur’an-ı Kerim’de geçen “aleyna, ileyna” vb sözcüklerin

anlamlarına bakmadan “Kur’an’da geçiyor”

diyerek çocuklara isim olarak verilmesidir. Kırklı

bebek yalnız bırakılacağı zaman başucuna bıçak,

soğan, kırk adet sarımsak da bırakılır. Bazen sarımsaktan

yapılmıs kolye bırakılır. Yeni doğmuş

bebek ve yeni doğum yapmış bayan için ilk yedi

gün çok önemlidir. İkisi de bu süre içerisinde hiç

yalnız bırakılmamalı, yedinci gece sabaha kadar,

kaldıkları oda aydınlık tutulmalı, kimse uyumamalı,

uyanık olarak başında beklemelidir.