Feqiyê Teyran, Kürt edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Klasik Kürt şiirine sade bir söylem kazandıran Feqîyê Teyran 1560 yılında, Van'ın Bahçesaray (Müküs) ilçesinde doğmuş ve yine 1640’ta Bahçesaray'da vefat etmiştir. Feqîyê Teyran Kürtçe'de "kuşların öğrencisi" anlamına gelir. Varlıklı bir aileden gelen Feqıyê Teyran'ın babası Bahçesaray beylerindendir. Babası bey iken kendisi emir olmayı reddetmiş, mal ve makamı elinin tersiyle itivermiş; hakikat arayışına revan olmuştur. Tasavvufi halk edebiyatının temsilcilerinden olan Faqi Teyran’ın Kürtçe dilinde pek çok eseri bulunmaktadır. O’nun doğum yılı üzerine araştırmacılar birçok şey söylemişlerdir. Kendi şiirlerinde belirtildiğine göre Hicri 971’de dünyaya gelmiştir. Miladi takvime göre ise 1561 veya 1563’tür.

KÜRT EDEBİYATININ YUNUS EMRE’Sİ: KUŞLARIN DİLİNİ ÖĞRENDİ Mİ?
Feqîyê Teyran, halk arasında kuşların dilinden anlayan ozan olarak bilinmekte ve “kuşların hocası” anlamına gelen ismiyle anılmaktadır. Kürt edebiyatının Yunus Emre'si olarak bilinen 16. yüzyıl şairlerinden Feqîyê Teyran, rivayet edilir ki kuşların dilini öğrenir ve Zümrüt-ü Anka'nın sesini duymak için yollara düşer. Şiirlerini Zümrüt'ü Anka'yı ararken söyleyen şairin şiirleri dilden dile aktarılarak günümüze dek ulaşır.

Feqıyê Teyran iyi bir eğitim almıştır. Mısk'te, Hizan'da, Cizre ve Fınık'da eğitim almıştır. Bir çok yeri gezdiği için kendisine “Gezgin Feqi” deniliyordu. Feqıyê Teyran bütün hayatını okuma, yazma ve araştırmalarla geçirmiş. Yazdığı birçok eser bu günlere ulaşamamıştır.

Arapça ve Farsça edebiyatını çok iyi bilmesine karşın o, özellikle tüm yapıtlarını Kürtçe yazmıştır. Kürt edebiyatında önemli bir şair, masal ve destan yazarı olan Feqiyê Teyran Kürt edebiyatına birçok yapıt armağan etmiştir.

Şiirlerinde irfani yoğunluk çok belirgindir. Gönül kalemiyle yazılan eserleri, yüzyıllardır dilden dile dolaşmakta olan şiirleri; hem sözlü hem de yazılı olarak günümüze kadar taşınmıştır. Sade üslubu, hikmet çeşmesinden süzülen şiirleri, hikmet ve edebiyatı harmanlayan anlayışı ile Feqıyê Teyran günümüze kadar eserleri hâlâ okunup, değer görmektedir.

Feqîyê Teyran Türbesi- Van/Bahçesaray

FEQÎYÊ TEYRAN’IN BÜYÜK AŞKI
Rivayet edilir ki; Feqîyê Teyran, bir gün Bahçesaray’da gezinirken bir derenin kenarına gider. Derede balıkları seyre dalmışken bir çift kadın eli görür. Bunu hayra yoran Feqî, sonrasında Medrese eğitimi için Bitlisin Hizan Şandis köyüne gider. Aradan geçen günlerde içinde Medrese öğrencilerinin yemeklerini her gün bir ev verir ve yemek sırası ise Feqiyê Teyran'dadır. Feqî, yemeği almak için Mir'in evine vardığında Mir'in kızı Sinem yemeği kapıdan uzatırken Feqi hayrete düşer. Çünkü Mir’in kızının eli daha önce derede balıkların içinde gördüğü aynı eldir. O elin sahibine Feqî’nin bir bakışı yeter sevdaya düşmesine. Mirin kızı Sinem de sevdalanır Feqi'ye Zamanla bu sevdası bütün köye yayılır. Mir der ki; Düğün günü kızımın yüzünü örtmem için o dönemde sadece Mısır'da bulunan Fistana Mîrarî getirirsen sana Sinemi veririm. Mir o günün şartlarında Mısır'a gidip gelmenin imkansız olduğunu bildiği için bu şekil Feqî’den kurtulacağını ve Sinem'in de Feqi'yi unutacağını düşünür. Fistanı bulup Sinem’e kavuşacağı sevinciyle dönen Feqî Hizan'in girişinde köylülerle karşılaşır. Onları üzgün gören Feqi nedenini sorar. Köylüler, Sinemin öldüğünü söyler. Sinem'in ölümünden sonra Hizan’ı terk edip Cizire gider. Melayê Cezirî ile yoldaş olan Feqî Sinem'den sonra ne kimseye sevdalanır ne de evlenir.

Feqîyê Teyran Medresesi- Şırnak

FEQİYE TEYRAN VE ANKA KUŞU
Feqiye Teyran'ın hayatı Kürt folklorunda da yer alır ve genellikle kurgusal anlatılarda bir Kürt emirinin oğlu olarak tasvir edilir. Güç aramak veya liderlik rolünü üstlenmek yerine, Feqîyê Teyran hayatını efsanevi bir kuşu, genellikle zümrüdüanka kuşu olarak bilinen canlıyı bulmaya adamıştır. Bu hikâyelere göre, Mezopotamya'da birçok köyü ziyaret ederek ve yerel hikâye anlatıcıları olan dengbejlerle görüşerek bu efsanevi kuş hakkında bilgi toplamak için geniş çapta seyahat eder. Bu anlatılarda, anka kuşunu arayan birçok insanın felakete uğradığı veya kaybolduğu söylenir. Feqiye Teyran kuşu ararken, her şeyi maviye çeviren bir kuş ve başının etrafında üç kez dönen saf beyaz bir kuş da dâhil olmak üzere çeşitli kuşlarla karşılaşır. Sonunda göz alıcı bir şekilde parlayan kuşlar bulur ve bu kuşlar başkalarını kör edebilecek olmasına rağmen, Feqiye’ye zarar vermezler. Bunun yerine, onu ışık ve mutlulukla doldururlar. Sabır ve azmi sayesinde, bu kuşların özünü anladığı, onlarla bir bağ kurduğu ve nihayetinde onların arkadaşı olduğu anlatılır. Feqiye Teyran’ın anka kuşunun sesini duyduğu ve bu sesin onu derinden etkileyerek hareket edemez hale getirdiği söylenir. Bu deneyim, onun geleneksel bir Kürt ozanı olan bir dengbej olmasını sağlar. Anlatılara göre, Bağdat’ta mütevazı bir kaval bulur ve anka kuşunun şarkısından ilham alarak, dinleyicilerini büyüleyen benzersiz ve etkileyici müzikler yapar.

Yıllar sonra, hikâyelere göre, Feqiye Teyran babasının evine geri döner ve ünü tüm Mezopotamya'ya yayılmıştır. İnsanlar, onu dinlemek için uzak yerlerden gelirler. Anlatılara göre, bu zamanlarda Feqiye Teyran manevi olgunluğa ulaşmıştır, bu da bir hırka giymesi, sakal uzatması ve aydınlanmış olmasıyla sembolize edilir. Anlatılar, Feqiye Teyran'ın ölümünü, dünyanın tüm kuşlarının toplandığı bir an olarak tasvir eder. Parlak, ışıldayan bir kuş başının etrafında üç kez döner ve sonunda Feqiye Teyran huzura kavuşur.

Tunceli’de hasat başladı! Yüksekliği 20 metreyi buluyor Tunceli’de hasat başladı! Yüksekliği 20 metreyi buluyor

FEQÎYÊ TEYRAN’IN MEZARI NEREDE? 
Mezarı da Bahçesaray'da olan Feqîyê Teyran'ın gerçek ismi Muhammed olup bazı kaynaklarda "Mîr Mihê" şeklinde geçer. Sancaklar Vakfı, Doğu bölgesinde gerçekleştirilen kültürel faaliyetlere katkıda bulunmak amacıyla 2009 yılında Feqîyê Teyran Türbesi’ni yaptırmıştır.

FEQIYÊ TEYRAN’IN BİLİNEN ESERLERİ
Zembilfroş
Bersise Abid
Hespe Reş
Şêx Sen’an
Dımdım
Bersis
Qewlê Hespê Reş
Bunların dışında “Siseban ve Ferx û Sıtî” de onun eserleri olarak gösteriliyor. Fakat bu henüz ispatlanamamıştır.

Muhabir: Remziye ÇELİK