Sağlığın korunması ve geliştirilmesi, sağlıklı beslenme ve yaşam biçimi yirmi birinci yüzyılda üzerinde önemle durulan konuların başında gelmektedir.
Üretimde ve dolayısıyla ülke ekonomisinde önemli rol oynayan işçilerin sağlığı ve iş güvenliği; yaptıkları işe göre gerekli besinleri; miktar ve kalite olarak yeterince almaları ile mümkündür. İyi beslenemeyen işçilerin sağlığı bozulmakta, iş kazası riski artmakta, üretim, verimlilik ve performansları önemli ölçüde azalmaktadır. Genellikle evinde yeterince beslenemeyen işçiler, bir de işyerinde iyi beslenemediklerinde yukarıda belirtilen durumlarla karşı karşıya gelmektedir.Besin üretim, dağıtım ve teknolojisindeki yetersizlik ve düzensizlik, satın alma gücünün yetersizliği, hızlı nüfus artışı, olumsuz çevre koşulları gibi beslenme sorunlarının temel nedenlerine, işçi ve işverenlerin beslenme eğitimi ve bilincinin yetersizliği eklenince, işçilerde yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanan sorunlar daha da belirgin hale gelmektedir.
Günlük alınması gereken enerjinin % 12- 15 kadarı proteinden gelmelidir. Çok ağır işlerde çalışanlarda enerjinin oransal olarak üst sınırı olan % 15 oranı ve biraz üstünün proteinden gelmesi yararlı olur.Çalışma öncesi fazla miktarlarda rafine karbonhidrat/basit karbonhidrat tüketimine bağlı olarak gelişebilecek olumsuzluklar, insülin salınımında artış, kandan dokulara glikoz geçişinde artış, kan glikoz düzeyinde hızla azalma, hipogliseminin görülmesi ve çalışma performansından azalma, iş kazası riski artışlar şeklinde olaylar zinciri gelişebilir.Minerallerden demir ve çinkonun bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri vardır.
Özellikle selenyum vücudun antioksidan savunma sisteminde rol oynar. Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerde; vücudun antioksidan savunma sisteminin güçlenmesi ve sıvı-elektrolit dengesinin sağlanması açısından bu minerallerin diyetle yeterince alınması son derece önemlidir.B12 ve folik asit gibi vitaminler kan yapımında görev alırlar. İşçilerin yaptığı işin niteliğine göre artan enerji gereksinimine paralel olarak, özellikle enerji metabolizmasında görev alan vitaminlere olan gereksinme de artar, bu nedenle hem antioksidan vitaminlerin; hem de enerji metabolizmasında görev alan vitaminlerin önemi işçi beslenmesinde göz ardı edilmemelidir. İşçilerde; ağır fiziksel aktivite, çok sıcak ortamlarda çalışma sonucu vücudun artan sıvı gereksinimi dikkate alınmalı ve susama duygusu beklenmeksizin başta temiz ve güvenilir içme suyu olmak üzere, her 1000 kalori başına, 1 litre sıvı tüketiminin sağlanmasına çalışılmalıdır.
Yaptığı işin niteliğine göre besinlerle doğal yoldan gerekli enerji ve besin öğelerini yeterince alamayan işçilerde aşağıda belirtilen olumsuzluklar görülebilmektedir.Fiziksel performans için gerekli olan ve kan glikoz düzeyini normal sınırlar içerisinde tutabilecek düzeyde yeterli enerjinin alınamamasına bağlı olarak işçilerde halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik gibi belirtiler görülür.Minerallerden demirin, vitaminlerden B12 ve folik asit yetersizliğini neden olabileceği anemiler sonucu oluşan halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik nedeniyle iş kazaları riski artabilir.Bazı vitaminler, özellikle B grubu vitaminleri sinir sisteminin normal çalışması, dikkat, algılama vb. fonksiyonlar için gereklidir.
Bu vitaminlerinin yetersizliği iş kazaları yönünden işçilerde önemli sorunlara neden olabilir.Hayvansal kaynaklı besinlerin az tüketilmesine paralel olarak kalsiyum, demir ve riboflavinde yetersiz tüketilmektedir.Tarımda mevsimlik işçi olarak çalışan kadınlarda ve çocuklarda demir eksikliği anemisi ve B12 vitamini eksikliği görülmektedir.Demiri yetersizliği 100 milyon işçiyi etkilemektedir Kadınlar menstrüalkayıplar nedeniyle daha çok anemi riski taşırlar.Pb, Cd gibi ağır metallerin kullanıldığısanayi dallarında çalışan işçilerin diyetleriyle yeterince DEMİR ve KALSİYUM almaları, bu metallerin toksik etkisinin azalmasında yarar sağlar.Toksik maddelerle çalışan iş yerlerinde işçilerin A, E ve C vitaminlerini yeterince almaları için sebze-meyve tüketimi arttırılmalıdır.Ağır işlerde çalışanlarla, çok sıcak ortamlarda çalışanlar aşırı terlemeyle vücut ağırlıklarının % 2-5 ‘ ini kaybedebilirler.
Terle su kaybı vücut ağırlığının % 2’ si kadar olduğunda dayanıklılıkta azalma, % 5’ i kadar olduğunda Kramp ve sıcak bitkinliği (sıcaklık hissi, baş ağrısı, burun akması, ürperme, baş dönmesi, yön duygusunda bozukluk ) , % 7 kadar olduğunda ise halüsinasyonlar oluşur ve yaşam tehlikeye girer.Ağır işlerde ve çok sıcak ortamlarda çalışan işçilerde terleme ile birlikte vücuttan aşırı su ve elektrolit kaybı (Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum) olmaktadır.
Bu kayıplar yerine konmazsa yorgunluk, dayanıklılıkta azalma, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi, soluk almada güçlük, konuşmada zorluk ve bilinç kaybı gibi belirtiler görülür. Bu nedenle bu tür işlerde çalışanlara belirli aralıklarla kaybolan sıvı ve elektrolitleri sağlayıcı yararlı içecekler (tuzlu ayran, limonata, taze sıkılmış meyve suları vb.) verilmelidir.Günün uzun saatlerini masa başında, yoğun iş temposu sebebiyle hareketsiz geçiren kişilerin ortak sorunlarının başında “kilo alımı” ve beslenme hataları geliyor. Öğünlerin atlanması ve buna bağlı gelişen açlık krizleri, yemek sürelerinin hızla geçiştirilmesi, ayaküstü beslenme, büyük porsiyonlar, stres nedeniyle tatlılara ve sağlıksız atıştırmalıklara düşkünlük, aşırı çay ve kahve tüketimiyle tetiklenen kilolar ve onların yarattığı sağlık riskleri, çalışanlar için ciddi tehlikeler oluşturuyor.
Ofis çalışanlarındaki beslenme sorunları, kahvaltı yapmamak, öğle yemeğini atlamak ya da düzensiz saatlerde yemek,Birçok insan öğle yemeğini atlayabiliyor ya da saat 15.00-15.30 civarında geç saatlerde yemek yiyor. Bu şekilde düzensiz saatlerde yemek yemek, metabolizmanın yavaşlamasına ve kilo alımına neden oluyor.Gün içinde yeterli beslenmeyip akşam yemeğine yüklenmek.Yeteri kadar su içmemek.“Su içemiyorum.” ya da “Su içmeyi sevmiyorum.” gibi bahaneleriniz varsa suyunuza hafif bir aroma katabilirsiniz. Bunun için limon, salatalık, yeşil elma gibi meyve ve sebzeler ile hoş kokulu otları veya baharatları ekleyebilirsiniz.Çay ve kahve, masa başı çalışanların vazgeçemedikleri içeceklerdendir.
Ancak çok fazla çay ve kahve tüketmek; uykuyu etkiler, kalpte ritim bozukluğuna ve kan basıncında artışa neden olur. Vücuttaki vitamin ve minerallerin emilimini azaltır, kaygıyı arttırır, midenin asit salgılamasını uyarır.Yetersiz-dengesiz ya da aşırı beslenen kişinin bedensel ve düşün yapısı yeterince gelişmez. Kişi yeteneksiz, sağlıksız ve güçsüz olur. İşin gerektirdiği enerji karşılığı besinler alınmadığı zaman üretim için gerekli fiziksel güç azalır ve üretim düzeyi düşer. Enerji yanında protein, vitaminler ve madenlerin yetersiz alınması vücut direncini azaltacağından hastalık ve işe devamsızlık oranı yükselir. Ayrıca enerji ve besin öğeleri yetersizliği kişinin ilgi ve dikkatini olumsuz yönde etkilediğinden iş kazaları artar, kişileri eğitmek güçleşir, kişisel ve toplumsal tutum, davranış ve tepkiler sağlıksız olur. Sonuç olarak toplumda düzensizlikler görülür ve ekonomik gelişme geri kalır.