Geçmişten Günümüze Hastalıklar-4
1865 salgınında İstanbul halkının koleradan korunması için, sadrazamın başkanlık ettiği bir komisyon kurularak, hastalığın yayılmasının engellenmesine ve haftaların tedavisine çalışıldı. Gerekli yerlerde doktor ve eczacılar görevlendirilirken, fakir halkın tedavisi için evler kiralanarak geçici hastaneler oluşturuldu.
Şehrin kalabalığını azaltmak amacıyla, bekar ve amele takımından işsiz güçsüzler, sonraki salgınlarda da örnekleri görüleceği üzere şehir dışına çıkarılarak, bunlar için inşa edilen barakalara yerleştirildiler. Ayrıca, o sıralar Humbaracı Kışlası’nda bulunan Mekteb-i Tıbbiye başka bir yere taşınarak kışla bir kolera hastanesi olarak kullanıldı.
Çoğunlukla gayrimüslimlerin yaşadığı Pera’da, özellikle Hamal takımı ile Taksim tulumbacıları salgından oldukça kötü etkilendi. Bunlardan ölenlerin bir kısmı Pera, bir kısmı da Şişli Mezarlığı’na gömülürken; Pangaltı’daki Ermeni Mezarlığında, koleradan ölenleri tecrit için bir cenaze evi yapıldı. Salgın esnasında fakirler için oluşturulan kolera hastanelerinde hizmet edenler ile pazar yerlerinde ve yollarda koleraya yakalananların nakledilmesinde vazifeli zaptiye askerlerinden hastalığa yakalanan 183 kişiden 120’si tedavi edilirken, 57’si yaşamını yitirdi.
Salgının sönmesinde, koleranın etkili olduğu çevre de yayılan meşhur Hocapaşa yangınının rolü büyük oldu. Öyle ki ateşin sağladığı çevresel hijyenle birlikte, yangın öncesinde günlük ölümler bini geçerken, yangından hemen sonra ortalama yüze düştü. Bir hafta içinde de salgın tamamen sona erdi.
4. 1893-1894 Kolera Salgını (24 Ağustos 1893 – 26 Nisan 1894)
Osmanlı Devletinin idari olduğu kadar ekonomik başkenti de olan İstanbul, dünyanın en hareketli şehirlerinden birisi olması nedeniyle, koleranın her an sıçrayabileceği bir pozisyondaydı. Kent, yoğun nüfusu, neredeyse yok derecesindeki altyapısı ve ahalisinin hijyenik olmayan bazı tutumları da düşünüldüğünde, kolera için salgın halini alabileceği ideal bir ortam niteliğindeydi. Nitekim hastalık, 19. yüzyıl boyunca İstanbul’da yedi kez büyük birer salgın halini aldı. Bu salgın ise, 24 Ağustos 1893 tarihinden itibaren yaklaşık sekiz ay sürüp 26 Nisan 1894’de sona erdi.