İslam’da kadın ve erkeğin yeri-5

Binaenaleyh büyük kurtuluş olarak zikredilen “Allah rızası”nı elde edebilmek için kadın-erkek her müslüman özellikle de evli esler, üzerine düsen göreve ve sorumlulukları yerine getirmede, hak ve hukuka riayet etmede, birbirlerinin yardımcıları ve koruyup kollayıcıları olmak durumundadırlar. Çünkü yine Kur’an’da: “Onlar (kadınlar) sizin için birer elbise, siz de (erkekler) onlar için birer elbisesiniz.” buyurulmuştur.

Bunun en güzel örneğini, Peygamberimiz (s.a.s.) ile esi Hz. Hatice (r. a.) göstermişlerdir. Nitekim Allah Rasûlü (s.a.s.) Risaletinin ilk yıllarında esi Hz. Hatice’nin kendisine yapmış olduğu maddi-manevi yardımlardan, özellikle de moral desteğinden, sık sık ve de övgü dolu sözlerle bahsetmişlerdir.

Hadis ilminde kendisinden çokça yararlanılan ve Allah Ra- ’sûlü (s.a.s.)’nün günlük hayatını en iyi izleyenlerin basında yer alan Hz. Âise (r.a.) için de, Peygamber (s.a.s.]: “Dininizin yarısını bu hanımdan alınız.” buyurmuşlardır. Binaenaleyh İslam, kadın ve erkeğe, güç ve kabiliyetlerine göre bir takım sorumluluklar yüklemiş, birini diğerinin arzu ve isteklerine feda ederek âtıl bir yasam içerisine itmemiştir. Herkesi durumuna ve becerisine göre verimli olmaya, iyiliklere ve hayırlı islere öncü olmaya teşvik ederek, Allah rızasının ancak bu yoldan elde edileceğini bildirmiştir.

Bu konuda kadın-erkek ayrı ayrı zikredilerek, her birinin amellerinin ve hayırlı islerinin, karşılığı eksiksiz olarak verileceği, kesinlikle de zulüm ve haksızlığa uğramayacakları, özellikle vurgulanmıştır.