Mezopotamya ve tarih-13

Mezopotamya ve tarih-13

 

Bizans döneminin en çalkantılı dönemi

Dönem kaynakları içinde öyle bir müellif vardır

ki, yazdığı tüm eserler hala daha birçok çalışmaya

konu olmaktadır. Bizans tarihinin en çalkantılı ve

olaylarla dolu bir evresinde, meşhur imparator

Iustinianos’un çevresinde bulunmuş, ordu komutanı

Belisarius’un ise özel sekreterliğini yapmış, bununla

da kalmayıp bu iki önemli tarihi karakterin özel

hayatlarına dahi yakından tanık olmuştur. Söz ettiğimiz

kişi VI. yüzyılın ünlü tarihçisi Procopius’dan

başkası değildir. Filistin’in Caesarea kentinde

doğan ve Grek olan Procopius, erken yaşlarında

Konsantinopolis’e gelmiş ve 527 yılında Bizans

ordularının komutanı Belisarius’un özel sekreterliği

görevine atanmıştır. Bu tarihten itibaren Belisarius’un

tüm seferlerine katılan müellifimiz, örneğin

527 yılında Mezopotamya’da iken, 533 yılında

Afrika’da, 536’da ise İtalya’da karşımıza çıkmaktadır.

İmparator Iustinianos’un Bizans sarayında

düşünüp uygulamaya koyduğu fikirleri Belisarius

savaş meydanında tatbik ederken, Procopius’da

olan biteni kaleme almıştır diyebiliriz.

Pers savaşları

Yazdığı Savaşlar Tarihi adlı eserinin ilk iki kitabını

“Pers Savaşları” dediği Sâsâniler ile yapılan

mücadeleye ayırmıştır ve bölgeyle ilişkili olanı

budur47. Bu eserinin ardından kaleme aldığı Anecdota

(Gizli Tarih) ise uzun süre Procopius’a ait

olup olmadığı tartışılmıştır. Zira bu

eseri Procopius gizlice kaleme almış ve imparator

ile karısının yaşantısına, onların icraatlarına acımasızca

saldırıda bulunmuştur. Onun bu tutumu

sadece imparator ve karısı için değil, aynı zamanda

uzun yıllar yanında görev yaptığı Belisarius ve

karısı Antonina içinde geçerlidir. Oldukça kötü

bir tablo çizen Procopius, bu şahsiyetlerin günlük

yaşantılarındaki skandallarına yer vermektedir.

Nitekim de doğal olarak bu eser imparator Iustinianos’un

565 yılında ölümünden sonra ortaya

çıkmıştır. Her ne kadar bahsi geçen kişilerin özel

hayatlarına vurgu yapan bir eser olsa da, Belisarius’un

doğu seferlerini kritik ederken çok fazla

bölge, kale ve şehir ismi zikretmektedir. Dolayısıyla

bölge kaynaklarımızın arasına bunu da dâhil etmemiz

zaruridir.