Süper Diktatör

     Pek çok siyaset yapan kişi, pek çok topluluğu yönetmek ve hakimiyetinin altına almak istemiştir. Koltuk sevdası kimi zaman çok tatlı gelmiş ve koltuğunu bırakmamak için mücadele etmişdirler. Hatta bu sevda kimi zaman kötü sonuçlar doğurmuştur.

     Dünya üzerinde tarihe iyi ve ya kötü bir şekilde damgasını vuran diktatörler yaşamıştır. Bütün diktatörlerin de asıl amacı dünyayı avuçlarının arasında yönetmek istemeleridir.  Bazı diktatörler yeri geldiğinde bu uğurda binlerce insanı katletmekten çekinmemişlerdir. Vahşeti ve dehşeti insanlara yaşatmışlardır. Toplumlara verdikleri acılar, yıllarca hafızalardan silinmemiştir.  Kimisi yerinden yurdundan olurken, kimisi de canından malından ve sevdiklerinden  olmuştur.
     Diktatörlüğü tanımlamak istersek; bu rejim biçimi devlet içindeki bütün yetkileri tek elden, daha doğrusu bütün yetkileri kendi elinde tutup, bu yetkileri kullanan en üst düzeyde bulunan yöneticidir. Yani dikta yönetiminde, yönetim tek yerden olur.

     Diktatörlüğü eline alan kişi aynı zamanda da, hem kendi partisinin lideri olup çok önemli bakanlıklardan biri olan,  dışişleri bakanlığı ve yine önemli noktalardan biri olan askeriyeyi, diğer bir deyişle  orduda başkomutanlık yapabilir. Kısacası tek parti rejimi süregelir. Bir ülke içindeki diğer partilerden ziyade tek partiyle, kendisinin mensup olduğu partiyle toplumunu yönetir. Bu durumla birlikte dünyaya da sözünü geçirmeye çalışır. Tek partili dönemlerde, ya da diktatör rejimlerinde bütün kurallar ve yasalar tek yerden çıkar ki, bu tür dikatörlüklerde ise asla ve asla demokrasiden söz edilemez. Taviz verilmeyen katı bir liderlik söz konusudur. İstediği kanunları diktatörlük rejiminde istediği şekilde ortaya koyabilirler. 

     Dünya üzerinde gelmiş geçmiş pek çok  diktatör, bu rejimle birlikte, insanlığı kasıp kavurmuştur. Diktatörlük çeşidi ise, daha çok benzer sistemlerden biri olan nazizm ve faşizmde görülmüştür. Buradaki diktatörlük çeşidine örnek verecek olur isek, en çok dünyada nam salmış olan kişi Adolf Hitler'dir. Adolf Hitler'in dünya üzerinde yaptıklarını pek çoğumuz biliyoruz. 
     Ülkeyi yönetememek, ülke içinde tamiri zor olan ve ülkeyi geriye götüren memleket karışıklığını oluşturur.  Her rejim için bu durum geçerlidir. 


     Bağımsızlık milletindir. Milletimiz kendi kendini yönetmesini bilmelidir. Günümüzde pek çok devlet yönetimi, o ülkedeki kişileri olumlu ya da olumsuz yönden etkilemiştir. 
    Aynı rejimin olduğu ülkeler arasında dahi yönetim olarak farklar vardır. Burada rejimden ziyade ülkelerin yönetim şekli ve ülkeyi yöneten kişilerin tavrı çok önemlidir. 
     Dünya aslında mutlu, huzurlu ve güven çerçevesinde içinde yönetildiği sürece yaşanılabilir düzeye gelir.