Diyarbakır’da kültür ve bilim
Dördüncü yüzyıldan günümüze kadar Diyarbakır’dan
yetişen bilim ve sanat adamlarının
sayısı yapılan çalışmalara göre 400’ün üstündedir.
Bunların büyük çoğunluğu şair, yazar
veya bilim adamı olmakla birlikte hattat,
ressam ve bestekarlar da mevcuttur.
İslamiyet öncesinde Diyarbakır’da
bilim ve sanat hayatını belirleyen belgeler çok
azdır. Bu dönemde yetişen bilim ve sanat
adamlarının en eskisi Amidli İshak’tır. İshak
Bizans imparatorluğunun en önemli Süryani
bilginlerinden biri sayılırdı. Aynı zamanda şair
olan İshak’ın eserleri çeşitli dillere çevrilmiştir.
İshak’tan sonra Silvanlı Martha 4.
ve 5. yüz yılda yetişmiş Süryani büyüklerinin
en ünlüsüydü. 6. Yüz Yılda yetişen Etyüs ise
bir tıp bilgini idi. Eserlerinden bazıları Latinceye,
İngilizceye, Almancaya çevrilmiştir. Bunların
dışında Eğilli Yuhanna (507-586), üç büyük
ciltlik Kiliseler Tarihi, Mar Yeşua ise 497-507
yıllarında; Urfa, Amid ve Güneydoğu Anadolu’da
cereyan eden olayları, Bizans- İran savaşlarını
anlatan Vakayiname adlı eseriyle ün
salmıştır. Her iki eser de çeşitli dillere çevrilmiştir.
Diyarbakır’ın Müslüman Araplar
tarafından fethinden Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na
katıldığı 1085 tarihine kadar geçen
dönemde, bölge bilhassa Mervaniler zamanında
(984- 1085) büyük bir kalkınma hareketine
sahne olmuştur. Diyarbakır kenti İslam dünyasının
önde gelen bilim ve sanat merkezlerinden
biri durumuna gelmiştir. Ebü’l Kasım
Hasan, İbnNübata, Şair Fazıl, İbn Esat, El
Ceziri bu dönemde yetişmiş en ünlü bilgin,
şair ve yazarlardır.
Oğuz boyları 1042’den itibaren Diyarbakır
bölgesine akınlara başladılar. Sonunda,
1085’ten itibaren bölge Büyük Selçuklu İmparatorluğu’na
katıldı. 1093’te Suriye Selçuklularına
bağlandı ve sırayla İnaloğulları, Nisanoğulları,
ArtukoğullarıDiyarbakır’a hakim
oldular. Özellikle Artukoğulları, Silvan ve Diyarbakır
civarında kurdukları medreselerle,
imaretler, hastaneler, köprülerle ve kurdukları
zengin vakıflarla bilim ve kültürün korunmasında,
sanat hayatının gelişmesinde etkin
oldular. Bu dönemde Diyarbakır kentinde bazı
kaynaklara göre 1milyon 40 bin, bazılarına
göre 140 bin ciltlik muazzam bir kütüphanenin
bulunması bilim ve kültür düzeyinin ne kadar
yüksek olduğunun göstergesidir.