Diyarbakır’ın musiki kültürü (7)
Yılmaz Öztuna, Mahmud Çelebi hakkında
şu bilgileri vermektedir; “Diyarbakırlı Türk
bestekârıdır. Diyarbakır’da doğup burada
1680’de ölmüştür. Aslen çiltçi olan Mahmud
Çelebi’nin 30 kadar bestelediği eseri vardır.
Eserleri İstanbul’a kadar gelmiştir. Zamanımıza
üç eserinin notası ulaşmıştır.
Seyyid Nuh’un doğduğu ve yaşadığı yer
belde-i Amid’dir. Sultan IV. Mehmed Han
(1648- 1687) ve Sultan III. Ahmed Han (1703-
1730) zamanlarında yaşamıştır. Zümre-i erbâb-
ı tımardandır (tımar sahibidir). İlm-i edvâr
ve elhânı, dönemin önde gelen üstadlarından
almıştır. Musiki alanında çeşitli bilgi ve derin
malumat sahibi olarak kendisi de üstad olmuştur.
Sesi, acâib ve tatlı, lehçe-i dili acemâne idi.
Mûsikî konusundaki ehliyet ve üstadlığı gerçekten
seçkin idi. Baba Tâhir makamında ve
Hâvi usulünde bir murabbaı vardır: Aşkın yolunda
menzil-i maksuda yetmişemKûh-ı belâ
vü derdi bana mesken etmişem.
Ayrıca Hüseyni makamında ve Nimfahte
usulünde bir murabbaı mevcuttur: Mushaf
demek hatadır. Bunlardan başka 30 kadar murabba,
nakış ve şarkısı vardır. Musiki ilminin
kaideleri mucibince oluşturulan bu eserler üstadlar
tarafından beğenilmiştir.
Mehmed Esad Efendi, bizzat Seyyid Nuh’u
dinlemiştir. Ali Emiri Efendi, Seyyid Nuh ile
ilgili şu bilgiyi vermektedir: “…meşhur-u cihânüstâd-
ı devrânSeyyid Nuh Çelebi-i Âmidî,
makam-ı Nişâbûr’da, usûludevr-i kebirde Nâbîi
mu’ciz kelâmın şu güftâr-ı neşâtefzâsını bir
şive-i âlem-pesend ile okumuş.” Yahya Kemal
Beyatlı, “Eski Musikimiz” adlı şiirinde Türk
mûsiki tarihine ışık tutmakta, bu bağlamda
Diyarbakırlı ünlü bestekâr Seyyid Nuh’tan şu
şekilde bahsetmektedir: Çok insan anlayamaz
eski musikimizden, Ve ondan anlamayan bir
şey anlamaz bizden. Açar bir altın anahtarla
rh ufuklarını, hemen yayılmaya başlar sada
ve nur akını. Ve seslenir büyük itrî, semâyı
örten ruh, Peşinden dalgalanır bestesiyle Seyyid
Nuh. Bu neslin ortada dahicedir başardığı iş,
Vatan nasıl karışır mûsikîyle göstermiş. Seyyid
Nuh, klasik Türk mûsikîsinde mümtaz bir
mevkii olan Diyarbakırlı bir bestekârdır. Nühüft
makamındaki bestesi de meşhurdur.
Yılmaz Öztuna, Seyyid Nuh için şu
bilgileri vermektedir: “Büyük Türk bestekârı
Nuh Efendi (SeyyidMehmed), Âmid ve Kara
Âmid denen Diyarbakır’da doğdu ve orada
1714 tarihinde öldü. Sultan IV. Mehmed devrinde
(1648-1687) şöhret oldu. İstanbul’da
Enderûn-u Hümâyun’da baş hânende olarak
bulundu. Daha sonra kendisine Diyarbakır’da
tımar verildi. Mûsikîde bilgili olan Seyyid
Nuh’un eser sayısı, MehmedEs’ad Efendi’nin
belirttiği 30’dan fazla değil, 100’den fazladır.
MehmedEs’ad Efendi’nin verdiği sayı kendi
devrinde okunan, bilinen ve bizzat kendisinin
dinlediği sayıdır. Eski güfte mecmualarında
Seyyid Nuh’un 100’den fazla eserinin güftesi
yazılmıştır. Üslubu pek muhteşem ve mutantandır.
Şehnâz Beste’si mûsikîmizin gerçek
şâheserlerindendir. Zamanımıza geleneserleri 15 tanedir.