Eğitimde ‘Geri Dönüşüm’ şiarı yok (mu?)
Bugün birçok ülke en önemli ekonomik ve enerji faktörünü geri dönüşümler üzerinden sağlarken, Türkiye’de de bu konuda atılan adımlar var. Ancak bu adımlar hem eksik, hem de çocuklara ve gençlere teşvik oluşturmuyor. Bugün bile yolda gittiğimizde onlarca, yüzlerce ve hatta binlerce geri dönüşüme kazandırılabilecek nesne veya ürün çöp konteynırlarında tarihe kazılıyor. Keza bu atıklardan olan plastik ürünler binlerce yıl bile kaybolmadan çevreye hem görüntü, hem de zarar sağlıyor.
Geri dönüşümle elde edilen ekonomik ve enerji gücü hem ülkemizi, hem de yurttaşlarımızı müthiş bir şekilde olumlu etkiler. Keza bu konuya dair araştırmalar da göstermektedir ki, geri dönüşüm faktörünü elinde bulunduran gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, dünya çapında önem ve saygınlık kazanmaktadırlar. Ancak vatandaşlarda bu bilincin yerleşmesinin en önemli faktörü hiç şüphesiz ki e-ği-tim-dir! Her şeyden ziyade, geri dönüşüm ibaresinin ne anlama geldiğini bilmemiz gerekmektedir. Geri dönüşüm terim olarak, kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemelerin çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile ham madde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılmasıdır.
Tüketilen maddelerin yeniden geri dönüşüm halkası içine katılabilmesi ile öncelikle ham madde ihtiyacı azalır. Böylece insan nüfusunun artışı ile paralel olarak artan tüketimin doğal dengeyi bozması ve doğaya verilen zarar engellenmiş olur. Bununla birlikte yeniden dönüştürülebilen maddelerin tekrar ham madde olarak kullanılması büyük miktarda enerji tasarrufunu mümkün kılar. Örneğin, yeniden kazanılabilir alüminyumun kullanılması alüminyumun sıfırdan imal edilmesine oranla 35'e varan enerji tasarrufu sağlamaktadır.
Atık malzemelerin ham madde olarak kullanılması çevre kirliliğinin engellenmesi açısından da önemlidir. Kullanılmış kâğıdın tekrar kâğıt imalatında kullanılması hava kirliliğini 74-94, su kirliliğini 35, su kullanımını 45 azaltabilmektedir. Örneğin bir ton atık kâğıdın kâğıt hamuruna katılmasıyla 8 ağacın kesilmesi önlenebilmektedir.
Özellikle Avrupa ve Amerika’yı Türkiye ile kıyasladığımızda, maalesef ki ülkemizin bu önemli projeye çok geri kaldığını söylememiz gerekir. Nitekim geri dönüşüme olan ihtiyacın başlamasında savaşlar nedeniyle ortaya çıkan kaynak sıkıntıları etkili olmuştur. Büyük devletler, II. Dünya Savaşı sırasında ülke çapında geri dönüşümle ilgili kampanyalar başlatmışlardır. Vatandaşlar özellikle metal ve fiber maddeleri toplama konusunda teşvik edilmişlerdir. ABD'de geri dönüşüm işlemi yurtseverlik anlayışında çok önemli bir yer edinmiştir. Hatta, savaş sırasında oluşturulan kaynak koruma programları, doğal kaynakları kısıtlı bazı ülkelerde (Japonya gibi), savaş sonrası da devam ettirilmiştir.
İşte, esas olarak bahsettiğimiz konuya gelecek olursak eğitimin geri dönüşüm konusunda mühim bir faktör olduğunu söylememiz pek tabii ki mümkündür. Keza geri dönüşüm bilincini topluma yaymak için en önemli unsurlardan biri olan eğitime son dönemlerde dünya ülkelerinde önem verilmektedir. Özellikle kâğıt, plastik şişe ve kavanoz gibi kolaylıkla dönüştürülebilecek maddeler, okullarda hayata geçirilen geri dönüşüm fikirlerinin ana maddeleridir.
Geri dönüşümün başarısını eğitim kadar etkileyecek bir diğer husus ise ekonomidir. Ancak yeterli satın alma gücüne sahip tüketiciler çevreye duyarlı seçeneklere yönelebilir. Bu durum da üreticileri ürünlerindeki geri dönüştürülmüş malzeme miktarını artırmaya teşvik edebilir. Ayrıca tüketiciye geri dönüştürülecek ürünü bu sürece dâhil etme konusunda açık yönergeler vermek de oldukça önemlidir.
İşte, şahsım olarak gazetemiz çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğrenim Kurumu ve diğer eğitimhane mercilerine seslenmek istiyorum. Başta anaokulunda, ilkokulda ve ortaokulda olmak üzere, tüm eğitim kurumlarımızda geri dönüşüm atıkları faktörüne hem değer, hem de önem verelim. Çöplerimizi yere değil, gerekirse ve oluyorsa geri dönüşüm kutularımıza bırakalım. Güçlü Türkiye, güçlü ülke şiarını da bu şekilde yaygınlaştırmış olalım.
Bir sonraki yazımızda görüşmemiz dileğiyle. Hoşça kalın…