En Sevdiğim Film 2
Geçen hafta en sevdiğim film olan Théo Angelopoulos’un ‘Sonsuzluk ve Bir Gün’’ü anlatmıştım. Bu hafta ise 2. Sırada olan İtalyan Yönetmen Vittorio De Sica’nın ‘Bisiklet Hırsızları’ filmini anlatmak istiyorum.
Film, II. Dünya Savaşı sonrası yoksul Roma atmosferi içerisinde, var olma mücadelesi veren sıradan bir işçi perspektifinden, umut, utanç ve yitiriliş üçgeni ekseninde insanlık durumunu gözler önüne sermektedir. Bir süredir işsiz olan Antonio Ricci'nin yeni işi için aldığı ve iş için çok gerekli olan bisikleti, bir afişi yapıştırdığı sırada çalınır. Polis hırsızı kendilerinin bulmalarını söyleyince Antonio ve 10 yaşındaki oğlu Roma’yı karış karış dolaşarak bisikleti ararlar.
Film gerek yapım tekniği, gerekse de sinema estetiği açısından Yeni-Gerçekçilik akımının simgesi olarak kabul edilir. Daha çok tavsiye filmler üzerinde film izlediğim için sizlere de kendimce film tavsiyeleri vermeye devam edeceğim. Şimdiden iyi seyirler…
Bisiklet Hırsızları filminden bir replik;
“Bir düşün, eğer bisikletim olsaydı ne kadar kazanacaktım. Yeniden güzel yaşayabilecektik. Hesapladım. Sana göstereceğim. İlk önce aylık 12000. Hepsini buraya yaz. 12000, 2000 fazla mesai için artı aile için ödeme, o da günde 800. 30 kere 800 ne yapar? Hepsini buraya ekle. Kim daha fazla ister? Ve bütün bunları bir günün sonunda kayıp mı edeceğim? Kaybetmek istemiyorum. Neden bisikleti bulmamız gerektiğini anladın mı? Aksi halde yiyemeyiz.”