İslam’da kadın ve erkeğin yeri-7

İslam’da yer alan kadın-erkek meseleleriyle ilgili değinemediğimiz diğer bazı konulara, yazımızın hacim sınırını zorlamamak için girmiyorum. Ancak örnek olarak sunduğumuz son ayette yer alan ırz ve namus konusu, hem yüce dinimizin mensuplarının, hem de başka inanç sahiplerinin, üzerinde titizlik gösterdikleri hassas bir mesele olduğundan, bu konuya da birkaç cümleyle değinerek yazımızı noktalamış olalım. Yüce Allah (c.c.) dünyada mutluluğa, ahirette ebedi kurtuluşa namzet olan müminlerin vasıflarını Kur’an’da sıralarken, “Ve onlar ki, iffetlerini korurlar.” buyurmuştur.

Yani müminler, ırz ve namus konusunda son derece gayret ve hassasiyet göstererek, başkalarını, özellikle bayanları rahatsız edici söz ve davranışlardan korunurlar. Meşru olmayan ilişkilerden uzaklaşırlar. İslam’ın, insanı helak eden yedi günahtan birisi olarak saydığı, iffetli, namuslu kendi isleriyle meşgul bir kadına zina iftirası yapmaktan sakınırlar. Ancak kadınlar da, tahrik edici davranışlardan sakınırlar. Yine İslam, bu konudaki sorumluluğu sadece kadınlara yüklememiş, her iki cinsi bu konuda duyarlı olmaya çağırmıştır. Nitekim, “Ey Muhammedi Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır. Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar, namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teshir etmesinler. Bas örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler.”  buyurmuştur.

Sonuç olarak İslam, kadınla erkek arasındaki fizyolojik yapı farkını, fiziki güç durumunu ve kadınlardaki rûhî incelikleri göz önünde bulundurarak, halledilmesi gereken çeşitli sorunlara en sağlıklı çözümleri getirmiştir. Binaenaleyh insanoğlu ancak İslam’la birlikte İnsanî haklarına kavuşabilmiştir.