Kentimizi tanıyalaım Diyarbakır’daki camiler-3
Nebi Camii
Akkoyunlu eseri olup, 15. Yüzyıldan kalma taşla örtülü tek kubbeli bir camiidir. Minaresinde ve caminin değişik yerlerinde Peygamber Efendimizin hadislerinin çokluğundan dolayı Nebi veya Peygamber Camii adıyla anılmaktadır. Kaynaklara göre yapı ilk yapıldığı dönemlerde çok geniş bir alan üzerine yayılmış bir halde üç bina şeklinde Şafiler kısmı, Hanefiler kısmı ve medrese olarakinşa edilmiştir. Günümüzde ise Şafiler bölümü ve medresenin bir kısmı mevcuttur.
Hanefiler kısmı Şafiiler bölümünün doğusunda yer almakta ve enine dikdörtgen planlı, dört sahınlı, ayaklı ve kemerli bir plan şemasına sahipken 1927 yılında çökmeye başlamıştır. Birinci dünya savaşında askeri işgal altında tahrip edilen Hanefiler kısmı 1955 yılında Gazi Caddesi batı yönde genişletilirken üzerinden yol geçmesi için belediye tarafından minaresiyle birlikte yıktırılmıştır. Şafiler kısmı plan ve mimari açıdan enine dikdörtgen planlı ve kubbeyle örtülmüştür. Caminin mihrabı zengin çinilerle bezenmiş, beyaz taştan yapılmış ve çiniler üzerinde geometrik bordürler bulunmaktadır. Caminin minaresi dört köşe ve süslü kitabelerle çevrilidir. 1530 yılında Hacı Hüseyin adlı bir kasap tarafından yaptırılan minaresi 1960 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yeri değiştirilerek onarılmıştır.
Nasuh Paşa Camii
1606-1611 yılları arasında dönemin Diyarbakır Valisi Nasuh Paşa tarafından eşi Servinaz Hanıma adına yaptırılmıştır. Mimarı belli olmayan yapı İç kale yönünden Fatih paşa Mahallesine giden yoldadır. İlk şeklinin siyah kesme taşlardan yapılmış olduğu bilinen yapı çeşitli devirlerde özensiz şekilde onarılmıştır. Yapının avlusuna üstü kemerle örtülen süssüz, girintili taç kapıdan girilir. Yapını harimi hafif çarpık kareye yakındır. Harimde dört sütunla taşınan bir kubbe yer alır. Caminin içi bezemeden yoksun, basit görünümlüdür. Yapının kare kaide üzerine silindirik gövdeli olarak yapılan minaresinin üst kısmı 1819 yılında yaşanan ayaklanma sırasında İç kaleden atılan top mermilerden birinin isabetiyle yıkılmıştır. 1972 de aslına uygun olarak onarılmıştır. Nasuh Paşa Camii
Melik Ahmet Cami
Cami 1587-1591 yılları arasında Diyarbakır’ın Valisi Melik Ahmet Paşa tarafından kendi adıyla anılan cadde üzerinde yaptırılmıştır. Mimar Sinan’ın eserlerinin derlendiği Tuhfetül Mi’marin’de Melik Ahmet Paşa Camii’nin ismi de geçmektedir. Altta depo ve eskiden dükkan olarak kullanılan mekanları bulunan yapı yükseltilmiş ve merdivenle çıkılan bir cami haline getirilmiştir. Caminin ibadet mekanı dikdörtgen planlı olup bu mekan kubbeyle örtülmüştür. Kubbe sekizgen bir kasnak üzerine oturtulmuş ve bu kasnağa dört tane sivri kemerli pencere açılarak ibadet mekanının yukarıdan aydınlanması sağlanmıştır. Yapının girişi oldukça dikkat çekicidir.
Gösterişli ana giriş kapısı caddeye bakar ve duvardan dışarıya taşırılmıştır. Caminin kuzey yönündeki merdivenin sağında bulunan minare camiden ayrı olarak yapılmış ve kaide kısmındakitaş bezemeleri ile dikkati çekmek tedir. Silindirik gövdesi olan minare tek şerefelidir. Minare yarıya kadar iki merdivenli, yarıdan sonra birleşip tek merdivenli olarak devam eder.