Mezopotamya ve tarih-15

Mezopotamya ve tarih-15

 

 

Savaş stratejileri

582-602 yılları arasında Konstantinopolis tahtında

oturmuş, onun öncesinde imparator Tiberius

döneminde (574-582) doğu orduları komutanlığı

yapmış ve askeri maharetlerini siyasi yetenekleriyle

birleştirip Bizans tarihinin en saygın imparatorlarından

biri olmuş olan Maurikios, savaş meydanındaki

tecrübelerini aktaran bir eser yazmıştır

fakat bu bir kronik ya da genel tarih kitabı değildir.

Maurikios’un Strategikon adını verdiği, çalıştığımız

dönem ve bölgeyle alakalı olduğu kadar batıdaki

milletlere dair de çok çeşitli ve orijinal bilgiler

içeren bu askeri taktik kitabı, Bizans ordusunun

savaş stratejilerini inceleyen bir nevi bilimsel

eserdir ve yakın zamanda dilimize çevrilmiştir.

İslam fetihleri

VI. yüzyıldan VII. yüzyıla doğru geçişimizde

kaynak çeşitliliğimizin azaldığı göze çarpmaktadır.

Zira VI. yüzyıl, Grek tarihçiliği ve Süryani

tarihçiliği açısından bir zirve yüzyılı iken, VII.

yüzyıla gelindiğinde birkaç müellifin yazdıkları

dışında elimizde bölgeye ilişkin pek eser yoktur.

Yine de bu birkaç müellifin verdiği hacimli çalışmalar,

bizim bu yüzyıla ilişkin edindiğimiz bilgilerde

herhangi bir karanlık nokta veyahut boşluk yaratmamıştır.

Bunlardan ilk olarak zikredeceğimiz

kişi Theopylact Simocatta’dır. Kendisi Mısır’da

doğmuş Grek bir hatip olup, gençliğinde imparator

Heraklius’un sarayına gelmiş ve burada görev almıştır.

Yazdığı tarihi 582-602 yılları arasını kapsayan

ve imparator Maurikios’un dönemini anlatan bir

eserdir. Başlangıç tarihi bakımından Menander’in

devamı niteliğinde olduğu da gözden kaçmamalıdır.

Fakat eser bilhassa Maurikios’u anlatan bir çalışma

olduğu için onun 582 yılından önceki ordu

komutanlığı dönemini de ele alır. Theophylact’ın

Maurikos döneminin canlı tanığı olmadığı kesindir.

Dolayısıyla doğu sınırındaki olayları aktarırken

kullandığı başlıca kaynakların Epiphania’lı

Ioannes ve Menander’in eserleri olduğu bilinmektedir.

VII. yüzyıla dair son müellifimiz ise

bölgenin yerlilerinden olan Ermeni tarihçi Sebeos’dur.

Kaleme aldığı eser 590 ile 655 yılları

arasını kapsayan bir çalışmadır ve daha sonra

yapılan bir ekle 661 yılına kadar gelir. Nitekim

onun kendi eserine atfettiği konu başlığı kendi

deyimiyle “yıkıcı ve perişan edici, aynı zamanda

tanrı tarafından lanetlenmiş” Sâsâni kralı II. Hüsrev’dir.

(590-628) Patriklik görevinde bulunan Sebeos’un,

Bizans ile Sâsâni imparatorluklarının son

büyük mücadelesinin geçtiği 603-630 yılları arasındaki

kritik bir dönemi ele alması, aynı zamanda

bu döneme müteakip gelişen İslam fetihlerine de

değinmesi onun

eserini oldukça değerli kılar. Buna ek olarak

kendisinin tüm bu yaşananları bir Ermeni perspektifinden

ele almış olması da araştırmacılar için

oldukça önemlidir.