Din-Mitoloji ilişkisinde Mitolojinin Din Üzerindeki Etkisi-41

Diyarbakır'da Şeyh Türbeleri

Bu kanaat önderlerine olan sevgi ve aşırı

bağlılık, çocuklarının yanı sıra onların mezarlarına,

türbelerine de yansımaktadır. Bu nedenle Diyarbakır’da

şeyhlere ait birçok türbe ve bu türbeler

etrafında ortaya çıkmış birçok inanç bulunmaktadır.

Şeyhlerin yanı sıra peygamberlere ve sahabelere

ait türbelerde de bu tür inançlar görülmekte ve

hızlı bir şekilde yayılmaktadır.

Dini anlayısta önemli bir yeri olan bu tür yerler

için genelde “yatır”, “türbe” sözcükleri kullanılırken

Diyarbakır ve çevresinde “ziyaret” sözcüğü kullanılmaktadır.

“Ziyaret”lerin tepesi “Kubbe” seklinde

olduğunda ve diğer mezarlardan bu şekilde ayrıldığı

zaman ise “Kubb” denir ve türbeye gidileceği

zaman da “Kubb’a gidiyoruz.” denilir. Ya da Hz

Süleyman Cami örneğinde de görüldüğü gibi “Hz

Süleyman Camii’sine gidiyoruz”, “Hz Süleyman

Türbesi’ne gidiyoruz” yerine “Hz Süleyman’a gidiyoruz”

denilerek kısaltılmaktadır.

Türbelerde yatan kişilerden bazıları “Pir”,

bazıları “Şeyh” bazıları “Baba” bazıları “Kâl”

isimleriyle tanınmaktadırlar. Diyarbakır’da gidilen

yerler arasında sadece, Kırklar Dağı’nda bulunan,

kırk velinin kaldığı ve sonra hiç çıkmadığı söylenen

mağara ile Ashab-ı Kehf’in kaldığına inanılan

mağara, türbe şeklinde değildir. Bu ikisinin dışındaki

ziyaretlerin geneli türbe şeklindedir. Türbeler arasında

sahabelere ait olanlar olduğu gibi Şeyh Muslihuddin

Lari ve Seyh Abdurrahman Aktepî gibi

İslam âlimlerine ait olanlar da vardır. Türbelerin

geneli özellikle “Ziyaret” olarak kullanılanlar genelde

tarihi bir şahsiyete, bir tarikat şeyhine, bir

İslam âlimine veya bir sahabeye aittir.