Güneydoğu’da toplumsal cinsiyet düzeni-3

Toplumsal Cinsiyetin Kurulması

Kadınlık ve erkekliğin kültürel olarak inşa

edilen, örenilen kalıplar olduğu iddia edilen toplumsal

cinsiyet yaklaşımlarında bu kalıpların, bizi

sadece birbirimizden farklılaştırmakla kalmadığını,

aynı zamanda toplum içinde nerede ve nasıl durulacağını

ve dolayısıyla güç ve kaynakların paylaşımın

da belirlediği vurgulanır. Bu yaklaşımların

anahtar kavramlarını incelemek gerekir.

Toplumsal cinsiyet (Gender)

Bu terimi sosyolojiye sokan Ann Oakley’e

göre ‘cinsiyet’(sex) biyolojik erkek-kadın ayırımını

anlatırken, ‘toplumsal cinsiyet’ (gender) erkeklik

ve kadınlık arasındaki buna paralel ve toplumsal

bakımdan eşitsiz bölünmeye gönderme yapmaktadır

(Marshall, 1998:98). İlk defa 1972 yılında kullanılan

kavram, kadın ve erkek arasındaki farklılığın biyolojik

unsurlar yanında toplumsal ve kültürel

olarak oluşturulduğunun, inşa edildiğini ifade eder

(Kirman, 2004:231).

Kız ya da olan bebekler olarak dünyaya gelen

insan teklerinin dünyada balarına gelen pek çok

şeyin sonucu kadın ve erkeklere dönüştüklerine

işaret eden bu süreç basitçe “sosyalleşme olarak

adlandırılamaz. Tersine, kişinin çeşitli biçimlerde

müdahil olduğu karmaşık ilişkileri içerir ve bir

yandan kişisel düzeyde bir cinsiyet rejimine işaret

eder. Bu kavram, cinsiyetin kişisel özelliklerin

ötesinde, toplumsal yapılarla ve ilişkilerle bağlantılı

bir öznellik boyutu olduğu düşüncesini de içerir

(Sancar vd. 2006: 4).

Günümüzde kadınların karı çıktıkları ve mücadele

etmek zorunda kaldıkları birçok sorunun

toplumsal cinsiyetle (gender) ilişkili olduğu yönünde

yaygın bir kanaat olduğu görülmektedir. Toplumsal

cinsiyet; biyolojik cinsiyetten farklı olarak toplumsal

ve kültürel olarak belirlenen ve dolayısıyla içeriği

toplumdan topluma olduğu kadar tarihsel olarak

da değişebilen “cinsiyet konumu” ya da “cins

kimliği”dir. Bu anlamıyla toplumsal cinsiyet

yalnızca cinsiyet farklılığını belirlemekle kalmaz,

aynı zamanda cinsler arasındaki eşitsiz güç ilişkilerini

de belirtir (Berktay 2000:16).