Eskiden doğum kontrolü diye bir şey hayatımıza girmeden önce köylerde doğum oranı çok yüksek idi. Zamanla köylerde artan nüfusa mevcut tarım ve hayvancılık gelirleri yeterli olmamaya başlayınca, köylerdeki genç nüfus iş bulma amacıyla iltica eder gibi şehirlere akın ettiler.

Bu durum köylerde işgücü kaybı yaratırken şehirlerde ise demografik ve sosyal yapıyı bozacak düzeyde bir birikime neden oldu.

Gelen bu yoğun göç için yeterli altyapıya hazır olmayan şehirlerde gettoları oluşturdu. İş bulamayan gençler ise sosyal hayatı olumsuz etkilemeye başladı. Ancak bu durumu görüp gerekli tedbirleri almayan şehir yöneticileri sayesinde sosyal yapı gittikçe bozulmaya ve şehirlerde mevcut düzenin sağlanamamasına sebep oldu maalesef.

Zaman içerisinde bu nüfus ne şehirleşebildiler, ne de köylü yaşamı devam ettirebildiler. Kayıp bir nesil oldular.

Köylerde de iş gücü kaybı nedeniyle üretim azaldı ve bu durum doğal üretim metotlarının bir tarafa bırakılarak kimyasal ve fabrikasyon üretim metodlarıyla insan sağlığını hiçe sayan ürünlerin hayatımıza girmesiyle sağlığımızı tehdit eder hale gelmesiyle sonuçlandı.

Şehirlerde bu durum insanları doğal hayata yöneltmeye başladı ve köylere yerleşmeler başladı. Bu durum da köylerdeki habitatı değiştirerek doğal ortamı şehirleştirmeye başladı.

Anlayacağınız bu göçler ve tersine göçler hem şehirleri yaşanmaz hale getirdi hem de köyleri köy olmaktan çıkardı.