Peki Ya İnsanlar?

Elbette ki insanları da önemsiyorum, hayvanları önemsediğim gibi, doğayı önemsediğim gibi haksızlık ve zulüm kime yapılsa, karşısındayım elbet. Üzülmez miyim sanırsın? Sahi önemsiz mi tüm bunlar? Ağlatmaz mı insan olanı, bir mazlumun hikâyesi? Peki, neden mi önceliğim hayvanlar? Çünkü onların yaşadığı zulüm, hiç bir varlığın yaşamadığı türden bir zulüm... Düşünsene; Her dakika, her saniye milyarlarca kara ve deniz hayvanı soykırıma uğramakta. Mezbahalarda, laboratuvarlarda, kafeslerde, sirklerde, çiftliklerde vahşice katledilmekte.

 

Ve onlar tamamen suçsuzlar. Bizlere hiç bir kötülük yapmadılar. Ve tamamen savunmasızlar, bir çocuk gibi... Onların sesi olmak zorundayım. Sessizlerin sesi olmak zorundayım. Uğradıkları bu korkunç zulüm karşısında, onlara "öncelik" tanımak zorundayım.

 

Elbette ki ezilen her canlının yanındayım, ama kusura bakmayın, önceliğim; hayvanlar çünkü hiç bir kesim, hayvanlar kadar ezilmedi, onlar kadar ötekileştirilmedi hiç biri! Düşünün ki; en ezilen insan bile hayvanları eziyor, onları sömürüyor, katlediyor. Siyahîsi, Kürdü, Yahudisi, Lgbtsi, işçisi, kadını yani en mazlumu bile hayvanlara zalim.

 

Hayvanlar diyorum... Onlar en alt tabaka,  onlar en dipte. Çözülmesi gereken en temel sorun budur. Hiç bir sorun, hayvan özgürlüğü kadar korkunç boyutta olamaz ve hiç bir sorun bu denli aciliyet gerektirmez.

 

Diyeceğim o ki; veganlık, şu hayatta verdiğim en haklı mücadeledir. Biliyorum, çoğunuz bundan rahatsız. Yani paylaşımlarımdan! Fakat kusura bakmayın;  ben sizi rahatlatmaya değil,  rahatsız etmeye geldim!