Soğuk Havalarda Nasıl Beslenmeliyiz Ve Dahası

Kış aylarında iyice soğuyan havalar pek çok hastalığa neden oluyor. Boğaz ağrısı, burun akıntısı, grip, nezle, öksürme gibi üst solunum rahatsızlıkları, kalp rahatsızlıları, kabızlık şikayetleri, kilo alma gibi problemlere neden olabiliyor. 
Soğuk havalara vücudumuz adapte olmaya çalışırken bağışıklığımız baskılanıyor diyebiliriz. Bağışıklığımızı güçlü tutmak için yeterli ve dengeli beslenme, protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve minerallerden eksikliğimizin olmaması bağışıklığımızı güçlü kılacaktır. Antioksidanalar, D vitamini, B12 ve diğer B grubu, A,C,E vitaminleri, selenyum, çinko, magnezyum, fosfor, sodyum, potasyum gibi mineraller vücuda yeterli ve dengeli alınması gerekiyor. 

Bağırsakalarımızıgüçlü tutan probiyotikler ve prebiyotikler yoğurt, kefir, ayran, peynir, şalgam suyu, turşularsoğan, sarımsak, çavdar, buğday, kök sebzeler, bamya, domates, kurubaklagiller, kuruyemişler ve muz, elma, zeytin gibi ürünler başta gelir. Çinko, selenyum ve magnezyum eksikliği vücudu enfeksiyonlara karşı daha zayıf düşürür. En çok kırmızı ette, karaciğer, tavuk eti, balı etinde ve fındık, fıstık, badem gibi yağlı tohumlarda çokça bulunur. Haftada 1-2 gün kırmızı et ve tavuk, 2 gün balık eti tüketilmeye çalışılmalı. Bunlar mercimek, nohut, kuru fasulye, barbunya gibi kurubaklagillerde de bulunur haftada 2-3 gün tüketilmeye çalışılmalı.

 C vitamini bağışıklığımızı güçlü tutar vücutta depo edilmez ve yeterli tüketilmeli. En çok limon, portakal, mandalina, greyfurt gibi turunçgillerde, nar,kivi, domates, roka, maydanoz, taze kuşburnu, brokoli, lahana, ıspanak gibi sebzelerde bulunur. D vitamini almak için yeteri gün ışığına çıkmak ve kalsiyum kaynaklarından zengin beslenmek gerekir. Süt ürünleri başlıca kalsiyum kaynağımızdır. Her öğünde süt, yoğurt,ayran,kefir,peynir gibi ürünlerinden biri olması önemlidir. Güneş ışığından yeterince faydalanamayanlar hekimin önerisiyle takviye almalı. 

Omega 3’ten zengin  somon, sardalya, uskumru gibi deniz ürünleri, soya fasulyesi, keten tohumu, yumurtada çokça bulunur. Havaların soğuması pek dışarı çıkamama, kapalı gri havanın olması, karamsar ve stresli bir tablo oluşturabilir. Vücudumuz, sindirimi kolay kan şekerini hızlı yükselten bal, pekmez, reçel, baklava, tulumba ve halka tatlısı gibi şekerli hamurlu tatlıları çokça tüketmeye yönelebilir tatlı krizleri oluşabilir. Bunlar yerine muz, elma, ayva, armut gibi meyveler tercih edilmeli, toz tarçın ile de yenilebilir. 

Muahallebi, sütlaç gibi sütlü daha hafif tatlılar tercih edilmeli ve kilo problemleri için porsiyona dikkat edilmeli. Havaların soğuk olması su tüketimimizi azaltabilir vaktin çoğu kapalı ortamlarda geçmesi çay, kahve tüketimini artırabilir. Bunlar yerine su, sade maden suyu, ayran, taze sıkılmış meyve suları tüketilmeli. Yetişkinlerde günlük vücut ağırlığının yüzdeüç’ü kadar su tüketmeye ihtiyacı vardır. Ortalama 12-15 bardak su içilmeli, sabahtan akşama kadar dengeli alınmalı. Ödemlerin atılması, bağırsakların işlevini yapması, kan dolaşımın normalleşmesi gibi birçok önemli görevi vardır. Soğuk havalarda vücut ısısını korumak için daha çok enerjiye ihtiyaç duyar çabuk acıkmalar başlar. Bunun önüne geçmek için güne mutlaka iyi bir kahvaltı ile başlanılmalı, yumurta, peynir, zeytin, söğüş, ekmek dengeli bir menü olur. 

Öğle ve akşam yemekleri saatinde yapılmalı ve dengeli olmalı. Sebze-salata yemekleri olmasına gayret edilmeli. Gerektiğinde ara öğün yapılmalı, meyve yada fındık, fıstık, ceviz gibi kuruyemişler tercih edilebilir. Haftanın en az 2-3 günü yürüyüş yada uygun egzersizler yapmaya çalışılmalı. Hergün yeterince kaliteli uyku çekmeli yatma ve uyanma saatleri pek değişmemeli. Karanlık, gürültüsüz, üzerimiz örtünecek şekilde oda sıcaklığında yatılmalı. Bedenimizin bağışıklığını güçlü tutarak soğuk havalarda hastalanmadan daha zinde kalabiliriz.