Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğu konusunda tereddüttüm yok. Tabii ki devlet büyükleri, veliler, öğrenciler; öğretmenler gününü kutlayacak.

Devlet büyükleri, öğretmenlerle ilgili hamasi nutuklar attı.
Tüm yurtta öğretmenler günü coşku ile kutlandı. 
Bir öğretmenler günü daha böyle geldi geçti.
Öğretmenlikten daha kutsal bir meslek olmasa gerek.
Ülkede yaşayan herkes, öğretmenin elinden geçer.
Öğretmen ne ise ülkede odur!
Eğitimciler, amirlerinden şu sözü çok duyarlar: “Bir okul, müdürü kadar okuldur.”
Bir ülke de öğretmeni kadar ülkedir.
Hiç de abartmıyorum!
Mustafa Kemal Atatürk, “Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” demiştir.
Hz Ali, “Bana bir harf öğretenin kırık yıl kölesi olurum.” sözünü söylemiştir.
Ülkemizde, öğretmenliğin çok önemli ve kutsal bir meslek olduğu kabul görüyor mu?
Bu sorunun cevabı ortada...
“Hiçbir şey olamazsan öğretmen ol!”
Nedir bu ya?
O kadar mı diplerde öğretmen algısı.
Dört yıllık üniversite mezunları, ortalıkta işsiz, güçsüz gezmesin diye öğretmen yapıldılar. 
“Bir şey olamazsan öğretmen ol!” kafası ile öğretmen olanların yanına bir de herhangi bir dört yıllık üniversite mezunu olup da bir işe giremeyenler eklenince, öğretmenin kalitesini siz düşünün…
Oysaki Atatürk, “Bir milletvekilinin maaşı, öğretmen maaşını geçmemelidir.” demiştir.
Şimdilerde öğretmen!
Öğretmen maaşını, milletvekilinin maaşı ile kıyaslamayı bırakın, memurların içinde bile en düşük maaş öğretmenleredir.
Kişinin mesleğine verilen değer, kişinin aldığı maaşla ölçülür.
Ne kadar maaş ve özlük hak, o kadar meslekte kalite…  
Eğitimde ciddi sorunların olduğu bir gerçek…
Bunu kabul etmek gerek…