Mizaç; çocukta doğuştan var olan duygusal yatkınlıktır. Mizacı değerlendirilen çocuklar kolay çocuk (yeni durumlara kolay uyum sağlama yeteneğine sahip olan), zor çocuk (hastalığı ve tedaviyi kabullenmede zorluk yaşayan) ve yavaş ısınan (zamanla yeni duruma uyum sağlayabilen) çocuklar şeklinde gruplandırılırlar.

Savunma düzenekleri; kişinin ortama uyumunda ve kişilik gelişiminde oldukça önemlidir. Savunma düzeneklerinin tamamı bilinçdışı olarak (çocuk ve ergenler bunu bilerek ve isteyerek yapmazlar) gelişir ve çocuk ve ergenlerde yaygın olarak kullanılırlar. Savunma düzeneklerinin bazıları sağlıklı çocuk, ergen, erişkinde de bulunur. Burada daha çok hastalığa sahip çocuk ve ergenlerde karşılaşılanlara değinilecektir;

Regresyon (gerileme, bebeksileşme); çocuğun kazanmış olduğu yetilerini kaybetmesi, gelişimin geri dönemindeki özellikleri göstermeye başlamasıdır. Her hastalık ve hastaneye yatış regresyona neden olur. Çünkü hasta olan çocuklar yatağa yatırılır, beslenir, yıkanır ve giydirilir.

Yadsıma (inkar etme); çocukların hastalıklarını yok saymaları, inkar etmeleridir. Bu savunma düzeneği tedaviye uyumu güçleştirir.

Yansıtma; çocukların hastalık ile ilgili duygu ve düşüncelerini başkasına yansıtmalarıdır. Örneğin; hastalığa duyduğu öfkeyi arkadaş, kardeş veya ebeveynine yansıtabilir.

Akla uygunlaştırma (mantıklı bahaneler bulma düzeneği); çocukların hastalıklarından dolayı yapamadıkları şeylere kendilerince mantıklı bir mazeret bulabilmeleridir. Örneğin; hastalığından dolayı ders çalışamayan bir çocuğun, bunu aldığı eğitimin yetersizliğine bağlaması.

Yalıtma (yaşanan olayların duygusal yanlarının bastırılmasıdır); hastalığı olan çocuklar bu savunma mekanizmasını kullandıklarında kaygı, üzüntü, umut, öfke gibi duygularını göstermezler. Çevreden hastalığı çok kolay kabullendikleri düşünülür.

Yüceleştirme; çocukların sağlık koşulları elverdiğince enerjilerini toplum içinde kabul edilen, yaratıcı ve yapıcı eylemler için kullanmalarıdır. Örneğin; eğitsel, sanatsal, bilimsel, sportif etkinlikler.