Birçok tarihi eseri sınırları içinde barındıran Diyarbakır, adeta bir açık hava müzesidir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, tarihi yapı ve mekana sahip Diyarbakır’ın en önemli simgelerinden biri olarak Dicle Köprüsü yani halk dilindeki adıyla On Gözlü Köprü ve bölgesine dair birçok rivayet de anlatılmaktadır.
DİYARBAKIR’IN SİMGESİ: ON GÖZLÜ KÖPRÜ
Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü) Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, adından da anlaşılacağı üzere Dicle Nehri üzerinde yer alıyor. Diyarbakır’ın önemli simgelerinden biri olan köprü, ülkedeki en önemli nehirlerinden olan Dicle’nin iki yakasını birleştiriyor. On ayrı açıklığa yani kemere sahip olduğu için On Gözlü Köprü olarak adlandırılıyor. Köprü Mardin’e ve şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. Köprünün ilk yapım tarihi ile ilgili farklı türde görüşler vardır. Bu görüşlerden bazıları köprünün şimdiki yerinde, antik dönemde de bir köprü olduğunu öne sürer. Birkaç defa kısmen veya tamamen yıkılıp yeniden inşa edildiği düşünülen köprünün, yapım yılı olarak bilinen en yakın ve doğru tarih, köprü üzerinde yer alan kitabeden fark edilmektedir. Kitabeye göre köprü, Mervaniler döneminde 1065 yılında yaptırılmıştır.
ON GÖZLÜ KÖPRÜ VE ÇEVRESİ HAKKINDA ANLATILAN EFSANELER
Asırlardır Dicle’nin en taşkın zamanlarında ile yapılmış insanlara geçit veren On Gözlü Köprü Kırklardağı eteğinde bulunur. Üzerindeki kitabelerden, köprünün Hükümdar Nizamüddevle Nasr tarafından Mimar Yusuf İbn Übeyd’e yaptırıldığı kabul edilse de köprünün daha da eski bir geçmişe olduğu şüphesi de bulunmaktadır.
Gerek köprünün yer aldığı Dicle Nehri, gerekse köprünün yanı başında bulunan Kırklar Dağı, halk arasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Bölge hakkında senelerdir dini ve tarihsel hikayeler ağızdan ağıza dolaşıyor. Dicle Köprüsü’nün güneyine doğru akmakta olan Dicle Nehri’nin halk arasında dini açıdan ayrı bir önemi var. Nesilden nesile aktarılan bilgilere göre, Allah Danyal Peygamber’in Dicle’nin suyunun çıktığı mağaranın önüne gitmesine isteyerek şöyle buyuruyor: “Suyun çıktığı yerden itibaren çizgi çizerek yürü. Su seni takip edecek. Ama fakirlerin, vakıfların mallarına yetiştiğin zaman yol değiştir ki su onlara zarar vermesin.”
Danyal peygamber de bu şekilde elindeki asa ile suyun akacağı yol haritasını belirliyor. Nehrin bu yüzden zikzaklar çizdiği düşünülerek “Allah’a giden yol” olarak da anılıyor. Bugün hala yöre halkının bir kısmı suyun çıktığı mağaradaki sudan içip dilek diliyor ve adak adıyor.
Köprünün doğu yakasında yer alan Kırklar Dağı da ayrı bir öneme sahip. Kırklar Dağı ilk insan olarak kabul edilen Hz. Adem’in yeryüzüne indirildiği yer olarak kabul ediliyor. Rivayetlere göre Hz. Adem bu dağda kırk suyla yıkanıyor ve dağ ismini buradan alıyor. Dağ üzerinde bulunan bir ayak izinin de Hz. Adem’e ait olduğuna inanılıyor.
Aynı zamanda dillere pelesenk olmuş Suzan Suzi türküsünün hikayesinin de On Gözlü Köprüsü’nde geçmiş olduğu anlatılıyor.