Güneydoğu’da toplumsal cinsiyet düzeni-25

Son yıllarda zorunlu eğitimin sekiz yıla çıkarılmasıyla

okullaşma oranında önemli bir artı olmakla

birlikte, Türkiye’de köy ve kentlere, cinsiyete,

bölgelere ve eğitim sürelerine göre dağılımında

derin farklılıklar içermeye devam etmektedir. Özellikle

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri için

eğitim göstergeleri oldukça düşüktür. Bölgesel

kalkınmada nitelikli işgücüne, geleneksel engelleri

ama da yenilikçi yaklaşımlara gereksinme duyan

Bölge için bu özellik kalkınma yolundaki balıca

engellerden biridir. Kadınların eğitimi, uluslararası

insani gelişmeyi ölçmeye yarayan temel göstergelerden

biridir

(Tan vd., 2000:26). Eğitim düzeyinin en anlamlı

göstergelerinden biri ve en alt düzeyi olarak okuryazarlık

oranının, bölgede -özellikle kadınlar açısından-

düşük olduğu görülmektedir. Bu durum

bölge açısından kalkınma yolunda önemli engeldir.

Okuma-yazma bilenlerin oranı Türkiye geneliyle

karşılaştırıldığında, Bölge’nin bu düzeyde bile ortalamanın

çok altında kaldığı anlaşılmaktadır

Erkeklerin örenim durumunu gösteren

verilere bakıldığında 61,8’lik bir oran ilkokul

mezunu olsa da, hiç okur-yazar olmayanların oldukça

yüksek bir oran oluşturduğu (22,3) görülmektedir.

Oranlar ilkokuldan daha yüksek örenim

düzeylerinde giderek iyice düşmektedir; ortaokul

mezunu olanların oranı 9,3 iken, lise mezunlarının

oranı 6’dır. Bu oran yüksekokul/üniversite mezunlarında

sadece 0,8 olarak bulunmuştur.

Hane reisi sorularından elde edilen bilgilere

göre, okur-yazarlık oranı cinsiyete göre önemli

değişiklikler göstermektedir. Bölgede, okur-yazar

olma bakımından kadınların oranı erkeklere göre

daha düşük çıkmıştır. Nitekim kadınların örenim

durumunu gösteren rakamlara bakıldığında, köylerdeki

kadınların 74,4 gibi büyük bir kısmının

okur-yazar olmadığı görülmektedir. 22,3’ü ilkokul

mezunu olan kadınların 1,8’i ortaokul mezunu

ve sadece ,8’i lise mezunudur. Köylerde, yüksekokul/

üniversite mezunu olan kadına ise hiç

rastlanılmamıştır.