Güneydoğu’da toplumsal cinsiyet düzeni-28

Bu durum her şeyden önce bölgede kadının

çalışmasının aileyle (aile iletmesiyle) sınırlı kaldığını

göstermektedir. Ancak aile iletmesinde çalıma söz

konusu olduğunda, çalışan kadınların (elerin) belirtilen

oranın çok üstünde olduğuna kuku yoktur.

Bölgede hane halklarının çoğunda gelir -ailece

çalışarak salansa da- hane halkı reisinin elinde

toplanmaktadır. Bununla birlikte, elerin sayıları

sınırlı olsa bile aile iletmesinden hane halkı

bütçesine katkıda bulunduğu durumlar vardır. Bu

gelirler, aile çalışmalarıyla ya da kira ve benzeri

kaynaklardan ve diki, dokumacılık, temizlik ileri

vb. gibi gelir getirici şuralardan sağlanmaktadır.

Bölge genelinde ayrı geliri bulunan e oranı

yalnızca 12,6’dır. Baka bir deyişle, hane halklarının

87’4’ünün geliri ya salt hane halkı reisince

sağlanmakta ya da aile iletmesinde salansa bile

onun sayılmaktadır.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin toplumsal

cinsiyet rejiminin ve bu anlayışın somut ilişkiler

içinde nasıl göründüğü, barındırdığı iktidar ilişiklerinin

kadın ve erkekler üzerinden analiz edildiği

çalışmamızda sonuç olarak özetle unlar söylenebilir.

Öncelikle “ataerkil” bir cinsiyet rejiminin etkin

olduğu bölgede, erkeğin belirleyici, kadının ikincil

bir konumda olduğu bir soy ideolojisi hakimdir;

diğer bir ifadeyle soyun, erkekler aracılığı ile sürdüğü

anlayışı egemendir. Kadın ve erkek arasında

iktidar ilişkisinin temelini de büyük oranda erkeği

merkeze alan bu soy ideolojisi oluşturmaktadır.

Bu anlamda bölge kültürel yapısına göre bir

toplumsal cinsiyet düzeni ve bu düzene uygun

çeşitli mekanizmaların kadın cinselliği ve bedeni

üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Erkeği merkeze

alan bir anlayış bölgede geni bir alanda yansıma

bulmaktadır.