7 yaşın altındaki çocuklar ölümü geri dönüşülebilir olarak algılarlar. 9 yaş ve üzerindeki çocuklarda ise ölüm kavramı erişkin düzeyde gelişmiştir ve geri dönüşsüz olduğu kavranmıştır. Ancak ölümcül hastalığı olan çocuklarda ölüm kavramı, hastalığın tanı ve tedavi sürecinde yaşanan psikolojik stres ve deneyimler (ölüm tehditi, benzer hastalıktan bir arkadaşının ölümü,…) nedeni ile daha hızlı ve erken gelişebilir.
Çocuğa ölüm olayı, zihinsel ve ruhsal olgunlaşma düzeyi göz önünde bulundurularak açıklanmalıdır.
Okul öncesi (4-5 yaşından küçük) çocuklar, insan vücudunu biyolojik anlamda tanımadıkları için ölümü beden işlevlerinin sona ermesi olarak algılayamazlar. Örneğin; Kalbin sevme ile ilgili olduğunu düşünen bir çocuğa yapılan ‘öldü çünkü kalbi çalışmaz hale geldi’ şeklindeki bir açıklama ölüm kavramını anlamaya katkıda bulunamaz.
4-6 yaş arasındaki çocuklar insan bedenini biyolojik bir varlık olarak algılamaya başlarlar. Bu nedenle çocukların ölüm olgusunu anlaması ve baş edebilmesi için, yaşam döngüsü ve beden işlevlerini biyolojik kavramlarla açıklayan bilgilerin verilmesi yarar sağlar. Bu anlatımlarda ölümün yaşamsal bir döngü olduğu ve bedensel işlevlerin son bulduğu uygun ve basit bir biçimde anlatılmalıdır. Yani ölen bir kişinin nefes alamayacağı, yemek yiyemeyeceği, oyun oynayamayacağı, düşünüp hissedemeyeceği,… açıklanmalıdır.