Anadolu mutfağı, yüzyıllardır kültürlerin birbirine karıştığı, lezzetlerin hikâyelerle yoğrulduğu bir coğrafyadır. Bu kültürel zenginliğin en güzel örneklerinden biri de geleneksel çöreklerdir.

Özellikle Güneydoğu Anadolu’da, Diyarbakır ve Süryani toplumlarına ait çörekler, hem besin değerleri hem de kültürel anlamlarıyla sofralarda önemli bir yer tutar.

Diyarbakır çöreği, yöre halkının sabah kahvaltılarında veya misafir sofralarında ikram ettiği köklü bir lezzettir. Tandırda veya fırında pişirilen, üzerine susam, çörek otu serpilmiş, mis gibi mahlep kokan bu çörek; bölgenin tarih boyunca un, yağ ve baharatla kurduğu güçlü bağın bir simgesidir. Kültürel olarak, dayanışmayı ve bereketi temsil eder. Geleneksel olarak aileler, özellikle bayram öncesinde çörekleri topluca hazırlayarak komşularla paylaşır. Bu yönüyle Diyarbakır çöreği, sadece bir yiyecek değil, sosyal bağları güçlendiren bir kültürel öğedir. Beyaz veya yarı tam buğday unu, süt veya yoğurt, yumurta, mahlep, tuz, tereyağı veya zeytinyağı, susam ve çörek otu en temel bileşenlerdir. Bazı tariflerde anason veya rezene gibi aromatik tohumlar da kullanılır. Bu bileşenler, çöreğe hem zengin bir tat hem de besin değeri kazandırır. Ortalama 100 gram Diyarbakır çöreği yaklaşık 420–450 kcal enerji, 8–10 g protein, 18–22 g yağ ve 45–50 g karbonhidrat içerir. Lif miktarı kullanılan una göre değişmekle birlikte ortalama 2–3 g civarındadır. Mahlep ve susam, kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin doğal kaynaklarıdır; ayrıca antioksidan etki sağlar. Beslenme açısından Diyarbakır çöreği, enerji yoğun bir besindir. Zeytinyağıyla yapılan versiyonlar, kalp sağlığını desteklerken, tereyağlı veya margarinli tarifler doymuş yağ oranını artırır. Lif oranı düşüktür; bu nedenle tam buğday unu kullanımı hem glisemik kontrol hem de tokluk açısından daha dengeli bir tercih olur. Yüksek karbonhidrat ve yağ içeriği nedeniyle özellikle diyabet, obezite veya hiperlipidemi öyküsü olan bireylerde porsiyon kontrolü önemlidir. Ortalama bir yetişkin için 1 dilim (yaklaşık 50–60 g) 1 dilim ekmek + 1 tatlı kaşığı yağ yerine geçer. Diyarbakır çöreği, gün içerisinde enerji ihtiyacını karşılamak isteyen, fiziksel aktivitesi yüksek bireyler için uygun olabilir. Ancak diyabetli hastalarda, çöreğin beyaz unla yapılmış versiyonu kan şekeri dalgalanmalarına neden olabileceğinden, diyetisyen kontrolünde tam tahıllı ve zeytinyağlı tarifler tercih edilmelidir. Yanında yumurta, peynir ve taze sebzelerle tüketildiğinde, hem protein dengesi sağlanır hem de geleneksel lezzet modern beslenme ilkeleriyle uyumlu hale gelir.

Güneydoğu’nun bir diğer kültürel hazinesi olan Süryani çöreği, tarih boyunca Süryani toplumunun bayram sofralarının vazgeçilmez parçası olmuştur. Özellikle Paskalya döneminde yapılan bu çörek, tarçın, karanfil, kakule, yenibahar ve muskat gibi baharatlarla hazırlanır. Baharatların mistik kokusu, çöreğe yalnızca aroma değil, aynı zamanda antioksidan bir zenginlik de kazandırır. Kültürel olarak, Süryani çöreği paylaşma ve kutlama geleneğini temsil eder. Uzun ömürlü olması sayesinde, uzun yolculuklarda veya bayram ziyaretlerinde dayanıklı bir ikram olarak tercih edilir. Süryani çöreğinin malzeme içeriği, yapılan bölgeye göre değişiklik gösterir. En temel haliyle un, zeytinyağı, baharat karışımı, maya veya karbonat, susam ve ceviz içerir. Tatlı versiyonlarında ise hurma püresi veya pekmez kullanılır. Hurmalı versiyonlarda doğal fruktoz ve lif oranı yüksekken, pekmezli çörek demir ve polifenol açısından zengindir. 100 gramında ortalama 420–460 kcal enerji,56-60 gram karbonhidrat, 7–9 g protein, 17–20 g yağ ve 3–4 g lif bulunur. Zeytinyağı kullanımı sayesinde kolesterol oranı düşüktür, ayrıca tekli doymamış yağ asitleri kalp-damar sağlığı açısından avantaj sağlar. Hurmalı Süryani çöreği, lif, potasyum ve magnezyum yönünden zengindir; bağırsak fonksiyonlarını destekler. Pekmezli versiyonu ise demir eksikliği riski taşıyan bireylerde katkı sağlayabilir. Ancak her iki çeşitte de doğal şeker yükü yüksektir; bu nedenle diyabetli bireylerde porsiyon sınırlandırması yapılmalıdır. Ortalama bir porsiyon (yaklaşık 50 g) 2 dilim ekmek + 1 tatlı kaşığı yağ denkliğinde kabul edilir. Tam buğday unuyla hazırlanmış, zeytinyağlı ve şekersiz versiyonlar, sürdürülebilir ve dengeli beslenme ilkelerine en uygun olanlardır. Süryani çöreği, sadece bir tatlı değil, aynı zamanda bitkisel yağlar, baharatlar ve doğal tatlandırıcılarla zenginleştirilmiş fonksiyonel bir gıdadır. Antioksidan etkisiyle hücresel koruma sağlar, sindirimi destekler ve kültürel hafızayı besler. Ancak enerji yoğun yapısı nedeniyle, özellikle diyabet, insülin direnci veya kilo yönetimi sürecinde olan bireylerin bu çöreği diyetisyen kontrolünde ve ölçülü şekilde tüketmesi gerekir.

Hem Diyarbakır hem de Süryani çöreği, Anadolu’nun kadim mutfak geleneğini temsil eden, lezzetle kültürü harmanlayan değerli besinlerdir. Günümüz beslenme yaklaşımında bu tür geleneksel tatları tamamen dışlamak yerine, onları daha sağlıklı içeriklerle yeniden yorumlamak çok daha anlamlıdır. Tam tahıllı unlar, zeytinyağı, doğal tatlandırıcılar ve ölçülü porsiyonlar kullanılarak, hem bu eşsiz lezzetleri yaşatmak hem de dengeli beslenmeyi sürdürmek mümkündür.