Sonbahar geldiğinde doğa sadece renk değiştirmekle kalmaz, şifasını da sunar. Bu mevsimin en kıymetli armağanlarından biri olan alıç meyvesi..
halk arasında yemişen, guvişk, ekşili muşmula veya haziran olarak da bilinir. Alıç, gülgiller familyasından, genellikle küçük boylu çalı ya da ağaççık formunda yetişen bir bitkidir. Anadolu’nun dağlık ve kırsal bölgelerinde doğal olarak bulunur. Bahar aylarında beyaz ya da pembe çiçekler açar, sonbaharda ise kırmızı, sarı veya turuncu renkte küçük yuvarlak meyveler verir. Alıç aromatik, ekşimsi meyve; küçücük yapısına rağmen büyük bir sağlık hazinesi taşır.
Alıç, içerdiği flavonoidler ve potasyum sayesinde güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Antioksidanlar, vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden koruyarak iltihap oluşumunu engeller, bağışıklığı güçlendirir. Bu özellikleriyle alıç, kalp-damar hastalıklarından sindirim sorunlarına kadar birçok konuda doğal destek sağlar. Kırmızı, sarı ve turuncu çeşitleri içerdiği pigmentler sayesinde farklı renklere sahip olurlar. Kırmızı alıçlar, yüksek antosiyanin içerir. Bu pigment, kırmızı-mor renkten sorumludur ve güçlü antioksidan özelliğiyle bilinir.
Sarı-turuncu alıçlar, daha çok karotenoid (β-karoten) içerir. Bu da onlara sarı-turuncu ton verir. Kırmızı alıç, kalp ve damar sağlığı için öne çıkar, antosiyaninler damar elastikiyetini destekler, kolesterolü düşürmeye yardımcı olur. Sarı alıç, daha yüksek oranda karotenoid içerdiği için göz sağlığı, bağışıklık ve cilt yenilenmesi açısından faydalıdır. Kalp sağlığı söz konusu olduğunda alıcın yeri ayrıdır. Damarları genişletici etkisi sayesinde kan akışını düzenler, tansiyonu dengeleyip kalp ritmini korur.
Düzenli tüketimi, damar sertliği ve kolesterol yüksekliği gibi riskleri azaltabilir. Özellikle taze meyvesi ya da çayıyla üç haftalık kürler şeklinde tüketildiğinde, dolaşım sistemi üzerinde belirgin bir iyileşme görülür. Kalp yetmezliği yaşayan bireylerde göğüs ağrısını hafiflettiği de bilinmektedir. Sindirim sistemi üzerinde de oldukça etkilidir. Lif içeriği sayesinde bağırsak sağlığını destekler, kabızlığı önler ve sindirimi kolaylaştırır. Yağlı yemeklerin ardından bir fincan alıç çayı, hem mideyi rahatlatır hem de sindirim enzimlerinin çalışmasını destekler.
Ayrıca bağırsak florasının güçlenmesine katkı sağlayan probiyotik etkisiyle, doğal bir sindirim düzenleyici görevi görür. Hazır alıç çayının nasıl hazırlandığını merak edenler için küçük bir tarif de verelim: Kurutulmuş alıç meyveleri bir bardak kaynar suda yaklaşık 10 dakika kadar haşlanır, ardından süzülerek içilir. Çiçeklerinden hazırlanan çayda ise kaynatmak yerine demlik yöntemi tercih edilmelidir. 5–6 dakikalık demleme süresi yeterlidir. Şeker hastaları için sade içim önerilir, diğerleri isteğe göre bir tatlı kaşığı bal ilavesiyle tatlandırabilir. Akşam yatmadan önce içildiğinde ise sinirleri yatıştırıcı ve uykuya geçişi kolaylaştırıcı etkisiyle rahatlatır. Besin değerlerine bakıldığında alıç oldukça hafiftir. 100 gramında yaklaşık 95 kilokalori, 22 gram karbonhidrat 0,8 gram protein, 1 gram lif, 25 mg C vitamini ve 187 mg potasyum bulunur. Lif içeriği sayesinde tok tutar ve kan şekeri dengesine katkı sağlar. Bu yönüyle diyabet hastaları için de destekleyici bir meyvedir; ancak yine de porsiyon kontrolü önemlidir. Her doğal ürün gibi, alıç da bilinçli tüketilmelidir. Kalp veya tansiyon ilacı kullanan bireyler, alıç çayını düzenli olarak tüketmeden önce mutlaka doktoruna danışmalıdır. Çünkü bazı ilaçlarla etkileşime girebilir.
Aşırı tüketiminde tansiyon düşüklüğü ve mide problemleri yapabilir. Ayrıca meyve alerjisi olan kişilerde mide bulantısı veya baş dönmesi gibi hafif reaksiyonlar görülebilir. Hasat dönemi kısa olan bu meyveden yıl boyunca faydalanmak isteyenler için farklı seçenekler de var: Alıç reçeli, marmelatı ya da sirkesi. Özellikle alıç sirkesi, salatalarda hem sindirimi kolaylaştırır hem de sofralara hafif ekşi bir aroma kazandırır.