Mücadele gazetemizin rahle-i tedrisinden geçen şair ve yazarların en ünlüsü Ali Bulaç’tır.
Onunla ilk nasıl tanıştığımı bugün hatırlayamıyorum. Hatırladığım şey, bana “Rüzgâr Şarkıları” adlı kitabını göndermesi ve benim o kitapla ilgili olarak Mücadele Gazetemizin 19 Kasım 1969 tarihli nüshasında bir yazı yayımlamış olmamdır. Demek ki onunla, 18 yaşında iken bir ilişkimiz olmuş. Ben 1971 yılında Diyarbakır’dan Ankara’ya göç ederken, o da yüksek öğrenim için İstanbul’a gitmiş.
Çeşitli yayımorganlarında yazılarını görüp, kitaplarının da yayımlanmasıyla meşhur olan Ali Bulaç’a, Mücadele gazetesindeki onunla ilgili yazımdan falan bahsederek, piyasada bulamadığım bir kitabını göndermesini istedim. Tabii cevap vermek lütfunda bulunmadı.
Her şeye rağmen zaman zaman ben onun Zaman gazetesindeki yazılarını okudum, yayımladığı kitaplarla ilgilendim, yasalara ters düşen tutum ve davranışlar nedeniyle başı derde girdiği zamanlarda üzüldüm, başarılı bir faaliyetini işittiğimde memnun oldum. Zira 18 yaşında yazıp yayımladığı kitabından dolayı Mücadele gazetesinde onu öven bir yazı yayımlamıştım.
Sözün burasında belirtmek isterim ki; benim bu köşede, Diyarbakır ve yakın kentlerdeki bazı şair ve yazarlar hakkında yazılar yazıp yayımlamamın nedeni, o yazar ve şairler hakkında daha geniş kapsamlı çalışma yapacak olanlara küçük de olsa bir kaynak bırakabilmektir. Örneğin, Ali Bulaç bugün önemli bir yazar ve fikir insanıdır. Onun özellikle yazılarının nerelerde yayımlanmış olduğunun ve konularının büyük önemi vardır. Ben bu yazıyı kaleme almak için, internette epeyce dolaştım. Onun biyografisini dikkatle inceledim. Hangi gazete ve dergilerde yazılarının yayımlanmış olduğuna heyecanla bakarken, Mücadele Gazetesi’nden hiç bahsetmemiş olmasını çok, ama pek çok yadırgadım. Çünkü bir yazar, ben şu şu gazete ve dergilerde yazdım derken, özellikle hakkındaki ilk yazıların hangi gazete ve dergilerde yayımlandığını kaydetmesi, gerçek bir biyografi kaydı için elzemdir…
Neyse…Ali Bulaç gerek 12 Şubat 1980 askeri darbesi sürecinde, gerekse 15 Temmuz 2016 FETÖ olayında tutuklanmış, ama daha sonra tahliye edilerek, özgürlüğüne kavuşmuştur. Suçsuz olmasından dolayı da memnun olduğumu belirtmek isterim.
***
Sosyolog, ilahiyatçı, gazeteci, yazar Ali Bulaç, 1951 yılında Mardin’de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Mardin’de, yüksek öğrenimini İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü (1975) ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde (1980) tamamladı. Hareket dergisinde bir süre çalışmasının ardından 1976’da Düşünce dergisinı yayımladı. Sonra Düşünce ve İnsan Yayınları’nı kurdu. Kitap Dergisi’ni çıkardığı 1985-1992 yılları süresince üç aylık Bilgi ve Hikmet dergisini de çıkardı ve yönetti. Zaman Gazetesi’nin yönetiminde bulundu ve sürekli yazarları arasında yer aldı. Ayrıca Milli Gazete ve Yeni Şafak dahil birçok gazetede çok sayıda yazı ve araştırmaları yayımlandı.
1988 yılında İnsanın Özgürlük Arayışı adlı eseriyle Türkiye Yazarlar Birliği’nin “Fikir Ödülü”ne layık görüldü. Evli ve dördü kız beş çocuk babası olan yazar, Çağdaş İslâm Dünyası, düşünce sorunları, toplumsal değişme ve yenileşme gibi konulardaki araştırma ve incelemeleriyle tanındı.
Çok sayıda makaleleri ve araştırma-inceleme yazıları yayımlanan Ali Bulaç’ın kitap bütünlüğündeki eserlerinin sayısı da yüze yakındır. Bunlardan bazıları:
-İslam Dünyasında Toplumsal Değişme
-Din ve Modirnizm
-Kutsala, Tarihe ve Hayata Dönüş
-Çağdaş Kavramlar ve Düzenler
-İslâm ve Fundamentalizm
-İslâm Dünyasında Düşünce Sorunları
-Din, Devlet ve Demokrasi
-Din ve Siyaset
-Kur’an’ı Kerim’in Meali (birçok cilt)
Ali Bulaç’ın, bilgi, duygu ve düşüncelerini, yıllarca TV kanallarından da şifahi olarak anlatmış olduğu bilinen gerçeklerdendir. Bu itibarla, O’nun Yüce Dinimizin bilinmesi, anlatılması ve yayılması hususunda büyük hizmetlerde bulunmuş olduğu da inkar edilemeyecek bir gerçektir.