Ülkenin kalkınmasının sanayiden ve betonarme yapılardan geçtiğini öngören hükümet politikaları ile vardığımız noktada insani ihtiyaçlarımızın temelinde olan sağlık, eğitim ve tarımdaki ciddi gerilemeleri her alanda görebiliriz.
Oysa ki dünyada kalkınma, tarımsal modernizasyon ve sosyal hizmet anlayışı ile gelmektedir.
Konu başlığımız olan tarımda çiftçiden mühendise sektörün içindeki tüm meslekleri icra eden insanların geleceği öngörmemeleri ve iç açıcı bir beklenti içinde olmamaları ile her hafta karşılaşmaktayız.
Bu hafta ise Karacadağ'ın Otlu köyünde domates üreticisi olan İbrahim Yıldız ağabeyimizin sorunlarını ve domatesin soframıza gelene kadar ki serüvenini sizler ile paylaşacağım.
‘’Son 15 yılda tarıma sayısız bakanlar geldi geçti ama hiç birisinin üreticiden ve tarımdan yana sürdürülebilir katkıları olduğu söylenemez. Bu nedenle üretim de ciddi kayıplar yaşanmaktadır. Bu da ülkemiz için büyük bir sefalet olur. Eskiden tarım bakanı kim olacak diye merak ederdik bakanı takip ederdik son yıllarda umurumda değil kim bakan olmuş, şimdi tarım bakanı kimdir ismi nedir bilmiyorum. Çiftçi olarak her türlü hububat ekeriz biçeriz son yıllarda domatese ağırlığımızı vermişiz. Domates üretimi de hayli emek isteyen bir iştir kısaca üretim serüvenimizi anlatayım; Fideleri çeşitli illerden sipariş ederek ekimi yapacağımız tarihte fideleri teslim alırız ekimle birlikte gübre ilaç kullanımı başlıyor. Bir dekar domates için işçiliğimiz hariç fide gübre ve ilaçta toplam 11 bin TL girdi maliyetimiz oluyor. Domates üretiminde dekara ise normal şartlarda 7 ile 10 ton arası verim alabiliyoruz. Coğrafi konumumuz ve iklim şartları elverişli olduğu için çok kaliteli domates üretiyoruz. Bizler bu kaliteli domatesimizi 4 TL'den anca satabiliyorken tüketici ise ülkenin değişik yerlerinde 15 TL ile 40 TL arasında alabilmektedir bunun en büyük iki sebebi vardır; ilki ülkenin yanlış tarım politikası ikincisi ise her gün akaryakıta yapılan zamlardır. Özellikle de akaryakıta gelen zamlar her şeyi etkilediği gibi tarımı da felç ediyor" gibi ifadeleri kullanarak tarladan tezgaha domateste fahiş fiyat farkını görebiliriz.
Üreticiden kat kat daha kar elde eden aracılık ve stokçuluk sektörünün önüne geçilmesi, üreticinin kazanımı ve tüketicinin indirimli ürün tedarik etmesi yolu kooperatifleşmekten geçmektedir.
Tarım politikasında hibe ve destekler ile kooperatifleşmeye teşvik edilebilir ve alım garantisi ile üretimden pazarlamaya kadar dengeli bir piyasa oluşturularak fiyat farkının önüne geçilebilir.