UNESCO’nun dünya mirası listesine alınmış, binlerce yılın tanığı Diyarbakır Surları’nda artık yalnızca rüzgar dolaşıyor.

Tarihin gölgesine sığınan bu taşlar, bir süredir ne bir uzmanın sesi yankılanıyor ne de bir onarımın umudunu taşıyor. Çünkü restorasyon projesi iptal edildi. Hem de sessizce, kimseye haber verilmeden, nedenleriyle yüzleşilmeden.

Diyarbakır Surlarına Demir Dikildi Tepkiler Gecikmedi-1

Oysa bu proje sıradan bir yol çalışması değildi. 7. Etap restorasyonu Mardin Kapı’dan Yeni Kapı’ya kadar uzanan, kentin belleğinde en derin izler taşıyan bölgeydi. Fakat yaklaşık 6 ay önce öğrendik ki mütahit işi bırakmış. “haklı gerekçelerle” sözleşmesi feshedilmiş. Gerekçe mi? Harç karışımı bile belirlenememiş. Çimento mu, kireç mi, yoksa ne? Bilinmiyor.

Peki Kültür ve Turizm Bakanlığı ne yapıyor? Sessiz. Ne ödenek var ne açıklama. Restorasyon yüzde 20 bile tamamlanmadan, kaynak aktarmayı bırakın, yetkili kurumlar birbirinin gözünün içine bakıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ise çevre düzenlemesi yapıyor, ama asıl mesele olan bilimsel restorasyon için “yetki ve bütçe bekliyor.”

Diyarbakır Surlarındaki Burç Yıkıldı Açıklama Geldi!

Koca bir mirasın bu kadar başıboş bırakılması kabul edilebilir mi? Restorasyonu başlatıp yarıda bırakmak, sadece taşları değil; hafızayı da çürümeye terk etmek demektir. 9 yıldır süren ve bir türlü tamamlanamayan restorasyon süreci; Diyarbakır halkına bir saygısızlık, ekonomik kayıp ve bu kente sevdalı olanlara ise derin bir hayal kırıklığı olarak geri dönüyor.

En acısı da şu: Bu kadim kentin taşları artık sadece zamanla değil, ihmalle de dövülüyor. Tarih bize bakıyor, ama biz ona sırtımızı dönüyoruz.

Surlar yıkılmıyor belki ama korunamayan her miras, bir milletin belleğinde açılan çatlağın ta kendisidir.