Beyin göçü denince aklımıza genellikle günümüzün doktorları, mühendisleri, akademisyenleri geliyor. Oysa Diyarbakır’ın tarihine baktığımızda, bu olgunun yüzlerce yıllık bir geçmişi olduğunu görüyoruz.
Şehrin adı Âmid iken başlayan bu hikâye, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri boyunca kesintisiz devam etmiş.
Osmanlı öncesi: Âmid’in ilk yolcuları
12. yüzyılda Diyarbakır’da doğan Seyfüddîn el-Âmidî, kelam, fıkıh usulü ve felsefe alanlarında İslam dünyasının en saygın isimlerinden biri oldu. Ancak ilmini Diyarbakır’da değil, Bağdat, Kahire ve Şam’da geliştirdi, ömrünü de Şam’da tamamladı. Onun gibi pek çok âlim, dönemin ilim merkezleri olan Mısır, Irak ve Suriye’ye yöneldi. Şehrin yetiştirdiği değerler, kendi topraklarında kalmadı.
Osmanlı dönemi: merkezler İstanbul ve Kahire
Osmanlı döneminde de manzara değişmedi. Refîʿ-i Âmidî gibi şairler İstanbul’a, Molla Halîl es-Siirdî gibi fıkıh âlimleri ise farklı vilayetlere yöneldi. Ali Emîrî Efendi, Diyarbakır’da başladığı memuriyetini İstanbul’da Millet Kütüphanesi’ni kurarak taçlandırdı. Ziya Gökalp ve Süleyman Nazif gibi fikir adamları, Diyarbakır’dan çıkıp fikirlerini İstanbul ve Selanik’te yaydılar. Şehir, adeta imparatorluğun kültürel fidanlığıydı; ama meyveler başka diyarlarda toplandı.
Cumhuriyet dönemi: sanat ve bilim göçü
Cumhuriyet’in ilk yıllarından bugüne de tablo aynı. Ahmed Arif’in dizeleri Ankara’da, Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirleri İstanbul ve Paris’te olgunlaştı. Nöroşirürjinin “babası” Gazi Yaşargil, Diyarbakır’dan çıkıp İsviçre’de dünya tıbbına yön verdi. Astronomi meraklısı Abdülkadir Topkaç bile keşiflerini yerelde değil, ulusal kurumlarla paylaştı. Şehir, yine yeteneklerini yetiştiriyor; ama onları elinde tutamıyor.
Sonuç: yetiştirici şehir, göç veren zihinler
Diyarbakır, tarih boyunca bir ilim ve kültür yatağı oldu. Ancak bu yataktan beslenen zihinler, daha geniş ufuklar için başka topraklara aktı. Bu, kimi zaman imparatorluğun merkezileşen yapısının, kimi zaman modern Türkiye’nin fırsat eşitsizliklerinin bir sonucu. Bugün “beyin göçü” dediğimiz olgunun kökleri, yüzyıllar öncesine, Âmid’in dar sokaklarından çıkan ve başka diyarlarda yankılanan adımlara uzanıyor.
Kaynaklar
- Diyarbakır Âlimler, Ârifler ve Edîpler – [PDF Belgesi] (Derleme, biyografik bilgiler).
- TDV İslâm Ansiklopedisi – “Seyfüddîn el-Âmidî”, “Ali Emîrî”, “Ziya Gökalp” maddeleri.
- Wikipedia (Türkçe & İngilizce) – “Sayf al-Din al-Amidi”, “Ali Emîrî Efendi”, “Ziya Gökalp”, “Gazi Yaşargil”, “Ahmed Arif” sayfaları.
- Dergipark Akademik – Seyfüddîn el-Âmidî’nin eserleri üzerine makaleler (Munteha’s-Sûl, Gâyetü’l-Emel vb.).
- ResearchGate – Osmanlı dönemi uleması ve edebiyatçıları üzerine biyografik çalışmalar.
- Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürlüğü – “Diyarbakır’ın Ünlüleri” web içeriği.
- Academia.edu – “Diyarbakır Âlimler Ârifler Edîpler” çalışması.