Sarımsak her türlü iklimde yetişebilen soğan ailesindendir. Güçlü tadı ve kokusuyla bilinir, yemeklere aroma vermek amacıyla kullanılır. 8 ile 20 diş arasında bir baş şeklinde kabukla örtülüdür.

1 orta boy sarımsak(10 gr) ortalama 15 kcal, 3,3 gram karbonhidrat, 0,6 gram protein, 0,5 gram yağ ve 0,2 gram lif içerir. Sarımsak potasyum, sodyum, kalsiyum, selenyum, vitamin A ve C içerir.  Sarımsağın içeriğinde % 84 su, % 13,5 organik madde, %1.5 inorganik madde bulunmaktadır ve 33 çeşit kükürt bileşiği barındırır.

Sarımsakta ayrıca alisin, alliin ve ajoenin gibi bileşikler bulunur. Bu bileşikler antibiyotik ve anti viral etki göstererek kışın hastalanmamızı engeller. Yüksek tansiyon, kalp krizi ve felç gibi kalp sağlığının risk faktörü olan kan basıncını düzenlemeye ve kontrol etmeye yardımcıdır. İçerdiği allisin sayesinde kan damarlarınızı gevşeterek kanın daha kolay akmasını sağlayabilir.

Sarımsak, kan lipidlerinin (kolesterol) düzenlenmesinde olumlu etkileri olan ikincil bitki maddeleri olan ‘saponinler’ içerir. Sarımsak total kolesterol ve LDL kolesterol (kötü huylu kolesterol) seviyelerini düşürmede oldukça etkilidir. Bu iki değerin yükseldiği durumlarda içeriğindeki bileşenler total kolesterol veya LDL kolesterollere etki ederek yüzde 10-15 oranında düzelme sağlayabilir. Ancak LDL kolesterol ve HDL kolesterol (iyi huylu kolesterol) üzerinde bilinen bir etkisi yoktur. Sarımsak neye iyi gelir sorusunun bir diğer yanıtı ise Alzheimer'dır.

Serbest radikallerin neden olduğu oksidatif hasar yaşlanma üzerinde etkilidir. Sarımsağın içeriğindeki antioksidanlar vücudun koruma mekanizmasını destekleyerek oksidatif hasara karşı savaşır. Sarımsak menopoz sonrasında ortaya çıkan kemik sağlığı gibi sorunlar için yardımcıdır. Sarımsağın osteoporoza yol açan oksidatif stresi azalttığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Sarımsağın içeriğindeki allicin maddesinin öncüsü olan ve kükürt içeren ‘alliin’ bulunur.

Sarımsak hücreleri soyulma, kesme veya doğrama ile hasar gördüğünde, havanın etkisiyle içeriğinde bulunan alliin ile hemen reaksiyona giren alliinaz adı verilen bir enzim salınır. Bu reaksiyon sonucunda allicin ortaya çıkar. Allicin, kandaki iki antioksidan enzim olan katalaz ve glutatyon peroksidazın seviyesini yükseltir. Bu şekilde, vücuttaki hücre zarına zarar verebilecek daha fazla serbest radikal önlenebilir. Ajoene ayrıca sarımsakta bulunan bir kükürt bileşiğidir.

Pıhtılaştırıcı fibrini parçalayarak kanı doğal olarak inceltir. Tüm bu farklı maddelerin yardımıyla sarımsak, kan sulandırıcı ilaçların aksine tamamen doğal bir şekilde ve yan etkileri olmaksızın kan pıhtılarını etkisiz hale getirebilir ve felçleri önleyebilir. Sarımsak geleneksel olarak bağırsak problemleri (şişkinlik, fermantasyon süreçleri ve kramp benzeri ağrı durumları) ile soğuk algınlığı ve grip için kullanılmaktadır. Sarımsaktaki selenyum metabolizma, bağışıklık sistemi, tiroid bezi ve sağlıklı cilt ile tırnaklar için önemli olan temel elementtir.

Özellikle allicin ve kükürt bileşikleri, her türlü patojen mikroorganizma ve parazitlere (bakteriler, virüsler, mantarlar, amipler, solucanlar) karşı öldürücü özelliğe sahiptir. Sarımsağın içeriğinde bulunan sülfür bileşiklerinin, kanser önleyici etkisinin olduğu bilinmektedir. Allicinin dönüşümü, yağda çözünen iki madde üretir; dialil sülfür ve dialil disülfür.

Sarımsaktaki bu kükürt bileşiklerinin tümör oluşumunda yer alan iki işlemde etkili olduğu varsayılmaktadır. Bu bileşikler, bir yandan kanserojen maddelerin etkisini azaltmakta ve böylece DNA daha az zarar görmektedir.

Sarımsak, hücre duvarlarını güçlendirerek ve organizmanın kendisine zararlı olan toksik maddelerden arınması işlemi olan ‘detoksifikasyon’ işleviyle karaciğeri destekleyerek yıpranmasını önler. Sarımsak, ağır metal zehirlenmesinde (cıva, kadmiyum) veya alkol tüketiminin olumsuz sonuçlarını azaltmak için kullanılabilmektedir. Sarımsak kan inceltici ilaçların etkisini artırabilir. Bunun için sarımsak suyu, draje ve tabletleri alınmadan önce uzman hekim ve diyetisyenle beslenme tedavisinde kesinlikle konuşulmalıdır. Taze sarımsak kullanmak söz konusu olduğunda, etkilerinden tam olarak yararlanmak isteniyorsa çiğ olarak yenmesi gerekir.

Günlük iki diş sarımsak yeterlidir. Sarımsak yemekler piştikten sonra eklenmelidir. Özellikle yağ, sarımsağın etkinliğini artırabilir. Taze sarımsak tüketilmeli kurutulmuş hali besin içeriğini ve etkisini azaltmaktadır.