Demir eksikliği vücutta en çok görülen anemi türlerindendir. Peki, doğru beslenme şekli nedir? İşte adımları…
Demir eksikliği; yetersiz ve dengesiz beslenme, et yememe, hazır gıdalarla beslenme, yanlış pişirme yöntemleri, aşırı süt tüketimi, yemeklerde aşırı çay, kahve ve fitat(tahıl) içeren gıdaların tüketilmesi bu eksikliği artırır. Ayrıca kanama, yaralanmalar, cerrahi operasyonlar, gebelik ve emziklik durumu, bazı ilaçların yanlış tüketimi, ishaller, gastrit, ülser, kronik enfeksiyon durumlarında demir ihtiyacı artmaktadır. Demir vücudumuzun oksijen taşıyan askerlerinden biri. Yani eksikliği durumunda sadece enerjimiz değil, bağışıklığımızdan zihinsel performansımıza kadar pek çok şey sekteye uğruyor. Demir eksikliği, vücudun yeterince oksijen taşıyamaması nedeniyle birçok belirtiye yol açar. En sık görülen belirtiler arasında halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi ve solgun cilt yer alır. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, konsantrasyon bozukluğu ve baş ağrısı da sık rastlanan durumlardandır. Saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma, ağız kenarında çatlaklar ve dilde hassasiyet gibi fiziksel belirtiler de görülebilir bağışıklık zayıflar hastalıklara yakalanma ihtimali artar. İleri düzeyde demir eksikliği olan bireylerde günlük yaşam kalitesini etkiler.
Demir eksikliği olan çocukların yürümesi, oturması, konuşması gecikir. Büyüme ve gelişme geriler. Bu çocuklarda davranış bozukluğu ortaya çıkar ve öğrenme güçleşir. Bu nedenle belirtiler dikkate alınmalı ve gerekli sağlık kontrolleri ihmal edilmemelidir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık %30’unda demir eksikliği anemisi görülmektedir. Erkeklerde ise bu oran çok daha düşüktür. Kadınların biyolojik ve hormonal yapıları, demir eksikliğine karşı daha hassas olmalarına neden olur. Bu nedenle kadınların demir açısından düzenli takip edilmesi önemlidir. Demir bakımından zengin gıdalar, vücudun ihtiyacını karşılamak ve eksikliklerin önüne geçmek için oldukça önemlidir. Demir eksikliğinde doktor ve diyetisyene danışılması önemlidir. Kırmızı et, karaciğer, dalak ve balık gibi hayvansal kaynaklar demir açısından oldukça değerlidir. Bunun yanı sıra kuru üzüm, tahin-pekmez, şam fıstığı, mercimek, yulaf, ay çekirdeği, yeşil yapraklı sebzeler ve yumurta sarısı da demir yönünden zengin bitkisel ve hayvansal besinler arasında yer alır. Bu besinlerin dengeli bir şekilde tüketilmesi, demir eksikliğini önlemede önemli bir rol oynar. Bağırsaklarımız hem olan demiri daha kolay emebilir. Hem olan demir hayvansal et ürünlerinde daha çokça bulunur. Kırmızı et, dalak, ciğer, tavuk eti, balık tüketirken yanında C vitamini yani salata-limon ile zengin tüketilmesi demir emilimini artırır.
Demirin vücutta yeterince emilebilmesi için sadece doğru besinleri tüketmek yeterli olmayabilir; bazı faktörler emilimi olumsuz yönde etkileyebilir. Özellikle antiasit ilaçların sık kullanımı mide asidini azaltarak demir emilimini düşürebilir. Yiyecek ve içeceklerde bulunan fosfat, kalsiyum, soya proteini ve hububatlardaki fitat maddesi demirin bağırsaklardan emilimini engelleyebilir. Ayrıca çay ve kahvede bulunan tanenler de demir emilimini azaltan önemli etkenlerdendir. Barsak hareketlerinin hızlanması (örneğin ishal durumları) ise demirin yeterince emilemeden vücuttan atılmasına neden olabilir. Bu nedenle demir eksikliği riski olan bireylerin bu durumlara dikkat etmesi önemlidir. Demir eksikliği anemisini önlemek ve tedavi sürecini desteklemek için beslenmede bazı önemli noktalara dikkat edilmelidir. Öncelikle demir bakımından zengin gıdaların düzenli ve yeterli miktarda tüketilmesi gerekir. Kırmızı et, karaciğer, dalak gibi hayvansal kaynaklar ile mercimek, nohut, pekmez, kuru üzüm gibi bitkisel kaynaklar dengeli şekilde öğünlere eklenmelidir. Bitkisel kaynaklı demirin emilimi daha düşük olduğundan, bu besinlerle birlikte C vitamini içeren yiyecek ve içecekler (örneğin portakal suyu, limonlu salata, kuşburnu çayı) tüketilmesi emilimi artırır.
Özellikle sabah kahvaltılarında pekmez, yanında taze meyve ya da taze sıkılmış meyve sularıyla birlikte tüketildiğinde demir alımı daha verimli olur. Demir içeren gıdalarla birlikte veya hemen sonrasında çay, kahve gibi tanen içeren içeceklerin tüketilmesi ise emilimi belirgin şekilde azaltır. Bu nedenle bu içecekleri, demir alımından en az 1,5–2 saat önce veya sonra içmek faydalıdır. Haftada 1-2 kez kırmızı et, 1-2 tavuk veya balık gibi hayvansal kaynaklı proteinlerin tüketimine özen gösterilmelidir. Vejetaryen bireylerde ise demir kaynağı olan bitkisel besinlerin C vitamini ile desteklenmesi daha da önem kazanır. Demir eksikliğiyle mücadelede doğru besin seçimi kadar, bu besinlerin nasıl ve neyle tüketildiği de önemlidir. Bebekler için anne sütü demir ihtiyacını karşılar. İlk 6 ay anne sütü ile bebeği beslenmesi önemlidir.